1861 Amerikan İç Savaşı: Özgürlük Bildirgesi ile Köleliğin Sonu

Emancipation Proclamation / Amerikan İç Savaşı

Amerikan İç Savaşı hakkında savaş günlerini ve savaş sonrasını anlatan iki bölümlük bir yazı hazırladık. Savaşın en kritik anında yayınlanan bir bildirge, Güney'i olası dış yardımlardan yoksun bıraktı ve çatışmaya ahlaki bir anlam kazandırdı. Şimdi Amerikan İç Savaşı'nın 2. yılından itibaren yaşananlara bir bakalım.

Amerikan İç Savaşı

Amerikan İç Savaşı ikinci yılına giriyordu. 1862 yazı, ABD için de, Abraham Lincoln için de çetin bir mevsimdi. Federal birlikler, Konfederasyon ordularına karşı çok yavaş ilerliyordu. Üstelik, birçoklarının anlaşmazlığın temeli saydıkları soruna, Güney'e özgü kölelik kurumunun geleceğine ilişkin, bu sorunu çözmek doğrultusunda hiçbir şey yapılmamıştı. Lincoln savaş amaçlarını yeniden gözden geçirmenin zamanı geldiğine karar verdi; ya taktik değiştirilecek ya da oyun kaybedilecekti.

Haziran başlarında bir sabah erkenden Beyaz Saray'ın karmaşasından Savaş Bakanlığı'nın sakin telgrafhanesine kaçan Lincoln kağıt istedi ve köleliğin kaldırılmasıyla ilgili bir bildirge taslağı yazmaya başladı. Kölelerin birden azat edilmesi, Konfederasyon sınırındaki hükümete sadık kölelik yanlısı eyaletlerin çıkarlarını çiğnemek olurdu, öte yandan kendi Cumhuriyetçi Partisi'nin kölelik karşıtı üyeleri, bunun daha azıyla yetinmezlerdi.

İzleyen haftalarda Başkan her gün telegrafhaneye gider oldu, orada hem savaş haberlerini oluyor hem de hazırladığı taslağa birkaç satır ekliyordu. 22 Temmuz günü kendi kabinesine, Birleşik Devletler'e baş kaldırmış tüm bölgelerde 1 Ocak 1863'te yürürlüğe girecek bir bildirge örneği sundu.

Neredeyse Bağımsızlık Savaşı günlerinden başlayarak, büyük çiftliklere dayanan ekonomisi köle emeğiyle ayakta durabilen Güney, sanayisi ve küçük çiftçiliği köleye gereksinim duymayan Kuzey'den giderek uzaklaşıyordu. Amerikalılar kıtaya yayılıp, yeni eyaletler kurdukça ve daha çok toprak edindikçe, Güney'in ileri gelenleri, bu yeni eyaletlerin köle kullanmaması durumunda azınlıkta kalacaklarını ve köleliğin kongrede ve senatoda oylamayla kaldırılacağını anladılar. Böylece bu durumda, birlik içinde bir gelecekleri olabileceğinden umudu kesen güney eyaletleri, Kuzey'den ayrılmak zorunda kaldılar.

"Efendilerinden Kaçan Köleler"

Nisan 1861'e gelindiğinde, yedi eyalet Birlik'ten ayrılmış ve bir araya gelerek Amerika Konfedere Devletleri'ni oluşturmuştu. 12 Nisan'da, Charleston limanındaki Fort Summer'da bulunan garnizon Konfederasyon topçusu tarafından topa tutulduğunda savaş patlak verdi.

Savaş Lincoln'ın seçimi değildi. Gerçi kölelik kurumundan nefret ediyordu ama köleliğin kaldırılmasına Birliğin korunması karşısında öncelik tanımamıştı. Başkan olarak eyalet yasalarını gözardı etme yetkisine sahip değildi. Bununla birlikte, Silahlı Kuvvetler'in başkomutanı olarak genişletilmiş yetkilerle donatıldığından, istediği herhangi bir önlemi seçmek konusunda tam yetkiliydi.

Eğer bir gün adım tarihe yazılacaksa, bu yasa sayesinde olacaktır.

Abraham Lincoln

Olayların gelişimi Abraham Lincoln'ı bu yetkileri kullanmak zorunda bırakacaktı. Binlerce kaçak köle için Birlik ordusuna sığınıyordu ve yasa ne derse desin, kimse onları sahiplerine geri vermeyecekti. Kongre alelacele bir yasa çıkararak "başkaldırmış efendilerinden kaçan köleleri yasal olarak özgür" ilan etti. Ama bu köleliğin kaldırılması için mücadele edenleri memnun etmedi.

"Başkan niçin hala savsaklıyor?" diyorlardı. Köleliğin bağrına hançerini indirmek için hiçbir politikası yok muydu? Aslında Lincoln aylardır bu sorunla uğraşıp duruyordu. Başlangıçta, köleliğin kaldırılmasının yavaş ilerleyen bir süreç olmasını arzu etmişti, köle sahiplerine, kölelerini özgür bırakmaları için teşvik primi önerecekti, hatta ABD dışında eski kölelerden, koloniler kurmayı öngören yasaları bile vardı.

Özgürlük Bildirgesi

Bununla birlikte, 1862 yazı geldiğinde görüldü ki, bu gibi ılımlı politikalar köleliğin kaldırılmasını bekleyen kamuoyu için hiç de yeterli olmayacaktır. Daha kesin ve hızlı önlem almanın başka kazanımları da vardı. Köleliğin kaldırıldığının ilan edilmesi Kuzey'i dünyanın gözünde özgürlük savunucusu yapacak, buna karşılık Güney kınanacaktı. Özellikle de İngiltere'den Konfederasyon'a yardım gelmeyecekti. Dahası, böyle bir yasa binlerce azat edilmiş köleyi, Kuzey'in Birlik ordularına katmış olacaktı.

Bütün bunların sonucu olarak Lincoln, taslağını temmuz ayında kabinesine sunduğunda pek karşı çıkan olmamakla birlikte, bildirgeyi resmen ilan etmesi için kazanılacak bir askeri zaferi beklemenin doğru olacağı söylendi kendisine. Bir dizi yenilginin ardından bunu yapmak, çaresizlik belirtisi olarak algılanabilirdi. 17 Eylül'de Maryland'de yapılan kanlı Antietam Savaşı, Washington'un istila edilmesini önledi ve Başkan'ın eline de, beş gün sonra yasasını ilan edebilmesi için bir koz verdi.

Bu, Güney için bir uyarı oldu. Köleliği kaldıran yasa, 1 Ocak günü, halen isyanın devam ettiği bölgelerde yürürlüğe girecekti. Bu durum, köleliğin Birliğe sadık sınır eyaletlerinde devam etmesine olanak veriyordu. Bununla birlikte, 1865'te Anayasa'nın 13. Ek Maddesi'nde öngörülen toptan yasaklamaya giden yol hazırlanmış oluyordu.

Bu arada tüm kısıtlamalarına karşın bildirge, savaşı daha da alevlendirmiş Kuzeylilerin gözünde Birliği kurtarma mücadelesi olmaktan çıkarıp, insan özgürlüklerini uğruna girişilen manevi bir Haçlı seferine dönüştürmüştü.

Kuzey'in Zaferi ve Sonuçları

Amerikan İç Savaşı ile ilgili Özgürlük Bildirgesi'nin de yer aldığı ilk bölümü okuduk. Şimdi sonraki dönemleri anlatalım. İç savaşın ikinci bölümünde kuzey ve güney arasındaki kardeş kavgasını daha yakından ele alacağız. Özellikle Lincoln'ın başkanlığıyla değişen dengeler oldukça önemli. İlk olarak ondan başlayalım.

Abraham Lincoln Nasıl Başkan Oldu?

Abraham Lincoln, buradaki gibi küçücük, kütüklerden yapmılmış bir kulübede doğdu ve ABD başkanlığına yükseldi
Abraham Lincoln, buradaki gibi küçücük, kütüklerden yapmılmış bir kulübede doğdu ve ABD başkanlığına yükseldi

Amerika'nın en sevdiği öykülerden biri, Abraham Lincoln'ın, bir kulübeden çıkarak Beyaz Saray'a kadar yükselişinin ve sağlam ahlakı ve gözü pekliğiyle vatanını, en büyük sınavları yaşadığı yıllarından yüreklendirilişinin öyküsüdür.

Lincoln 1809'da Kentucky sınırındaki ormanlık bir yörede doğmuştu. Yedi yaşına geldiğinde ailesi Indiana'ya ve sonra da 1830'da, İllinois'e taşındı. Tamamen kendi kendini yetiştirmiş biri olduğu söylenebilir; New Salem şehrinde, bir yandan hukuk eğitimi görürken bir yandan da bir dükkanda çalıştı, gümrükçülük ve postacılık yaptı.

İyi bir konuşmacı ve sağlam karakterli bir insan olarak ün kazanan Lincoln, 1834'te İllinois Eyalet Meclisi'ne seçildi. 1836'da avukat oldu. 1847 – 1849 arasında Temsilciler Meclisi'nde görev yaptıysa da yeniden seçilmek için aday olmadı.

Lincoln'ı siyasete döndüren, halk oylaması lehine çıkacak olursa, kimi ABD topraklarında köleliğe izin verecek 1854 tarihli Kansas – Nebraska Yasası oldu. O dönemde henüz köleliğin kaldırılmasından yana olmamasına karşın, gene de köleliği çok kötü bir şey olarak görüyor ve yaygınlaşmasına karşı çıkıyordu. İki yıl sonra kendi kölelik karşıtı Cumhuriyetçi Parti'ye girdi. 1858'de ABD Senatosu'na İllinois'ten aday oldu. Kampanya boyunca, Demokrat Parti'den senatör Stephen A. Douglas'la bir dizi ateşli, coşkulu tartışmada görüşlerini yineledi. Gerçi seçimi kaybetti ama köleliğin yayılmasına karşı çıkması ona Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adaylığını kazandırdı.

1860 seçimlerinde 10 Amerikalıdan sadece 4'ü, öteki üç adaya karşı, oyunu ondan yana kullandı ve en yakın rakibi Douglas'ı pek az farkla yendi. Ama onun seçilmesi 7 güney eyaletinin birlikten ayrılması için işaret sayıldı ve kısa süre sonra bunları 4 eyalet daha izledi.

Savaşı Neden Kuzey Kazandı?

1860'da, General Sherman Güneyli dostuna şu öngörüde bulundu: ''Hiçbir zaman sadece ziraatçilerden oluşan bir ulusun, makinecilerden oluşan bir ulusa karşı başarılı bir savaş yürüttüğü olmamıştır... Siz de yenilmeye mahkumsunuz.''
1860'da, General Sherman Güneyli dostuna şu öngörüde bulundu: "Hiçbir zaman sadece ziraatçilerden oluşan bir ulusun, makinecilerden oluşan bir ulusa karşı başarılı bir savaş yürüttüğü olmamıştır… Siz de yenilmeye mahkumsunuz."

Savaşın ilk önemli çarpışması, 21 Temmuz 1861'de, kuzey Virginia Manassas'ta gerçekleşti. Her iki taraf da acemi, deneyimsiz askerlerden oluşuyordu. Joseph E. Johnston komutasındaki Konfederasyon güçleri, Birlik tarafının komutanı General McDowell yönetimindeki kuvvetleri yenilgiye uğrattı. Konfederasyon'un hedefi Washington'du ama ordusu, zar zor kazandığı zaferden öylesine bitkin düşmüştü ki, daha ileri gidemedi.

Daha başlangıçta Kuzey, Mississippi'nin Konfederasyon ekonomisi için ne derece önemli olduğunu anlatmıştı. Nisan 1862'de David G. Farragut donanmasını, Güney'in en büyük limanı New Orleans'ı düşman kalelerini ele geçirmek üzere bir sefere çıkardı. Ertesi yılın temmuz ayında Ulysess S. Grant Vicksburg'u, General Banks da Port Hudson'ı aldı. Bu önemli kazanımlar, George G. Meade'in Gettysburg Muharebesi'nde elde ettiği kanlı zaferle birlikte Kuzey'in son başarısını güvenceye almış oldu.

Uzun bir savaşta Kuzey'in 22 milyon civarında kalabalık nüfusu, Güney'in 3,5 milyon köleyi de içeren 9 milyonluk nüfusuna karşı bir üstünlük sağlıyordu. Kuzey'in sanayi kaynakları da Güney'inkilerden çok üstündü ve donanması, Atlantik kıyısını abluka altına alabiliyordu. 1864'te General Grant, Kuzey Virginia'daki Wilderness Çarpışması'nda sergilediği liderlik özellikleriyle, General Robert E. Lee'nin ordusunu Konfederasyon'un başkenti Richmond'a geri çekilmek zorun kaldı.

Gene o yaz, General William Sherman birliklerini, Georgia'dan ve Kuzey ve Güney Carolinaların içinden 97 km'lik bir yürüyüşe geçirdi. Demiryollarına ve mahsule zarar verdiler, sığırları öldürdüler, köleleri salıverdiler. Güneyliler tüm bunlara karşı hiçbir şey yapamadılar. Konfederasyon kuvvetleri yine de 1865 Nisan'ında Richmond düşünceye kadar savaşmayı sürdürdü. Ancak artık ellerinde savaşacak bir şey kalmamıştı ve Lee, 9 Nisan'da Appomattox mahkeme binasında Grant'a teslim oldu.

Amerikan İç Savaşı'ndaki Ölü Sayısı

Amerikan İç Savaşı / 1864'te Cold Harbor Çarpışması'nda uğradığı yenilgiden kısa bir süre önce General Grant, bir sıraya oturmuş göndereceği telgrafları hazırlıyor
1864'te Cold Harbor Çarpışması'nda uğradığı yenilgiden kısa bir süre önce General Grant, bir sıraya oturmuş göndereceği telgrafları hazırlıyor

Önceleri, askere alınmış insan sayısı açısından Birlik az ilerideyken, 1863 yılı başlarında Konfederasyon eyaletleri karşısında, iki kattan çok üstünlük sağlamıştı: Kuzey'in yaklaşık 918000 askeri vardı, Güney'in ise 447000. ABD ordusunda İç Savaş sırasında toplam 2.218.948 asker görev yaptı. Konfederasyon ordusunun mevcudu ise 1 milyonun biraz altındaydı.

Dört yıl süren savaşta insan gücü açısından üstünlük belki de Kuzey'e zaferi getiren ana etken olmuştur. Gene de savaş ilerledikçe ve Kuzey kendini bir işgal gücü olarak görmeye başladıkça, askerlerinin bir çoğu kendilerini işgal edilmiş topraklarda garnizon görevlerine bağlanmış buldular. 1864'ten önce verilen savaşlarda Konfederasyon savaş alanına genel olarak karşı tarafa oranla daha az askerle gelmiyordu. Ancak Gettysburg'dan sonra, Örneğin Georgia içlerinden geri çekilirken Güney güçleri düşman karşısında sayı bakımından hep zayıf kaldı.

Konfederasyon kayıtlarının olmaması yüzünden savaşta Güney'in verdiği toplam kayıp rakamı tahminden öteye gitmiyor. Büyük olasılıkla 94000 kişi ya savaş sırasında ya da aldığı yaralardan ölmüş olmalı. Birlik istatistikleri ise 67058 kişinin savaşırken, 43012 kişinin de aldıkları yaralardan öldüğünü gösteriyor. 24872 kişi daha kaza sonucu veya başka nedenlerle ölmüş.

En acı konu dizanteri, tifo, sıtma, verem gibi hastalıklardan savaş boyunca 224586 kişinin ölmüş olmasıdır ve bu kayıplar sağlıksız koşullardan, mikrop kapmaktan ve tıbbi bilgi ve malzeme yoksunluğundan ileri gelmiştir. Ne var ki bu durumda bile, hastalıktan ölüm oranı savaşta ölüm oranının yarısı kadardır.

Amerikan İç Savaşı'nın En Önemli Muharebeleri

Gettysburg Muharebesi (1-3 Temmuz 1863)

Savaşın dönüm noktası olarak kabul edilen Gettysburg Muharebesi Pennsylvania'da gerçekleşmiştir. General George G. Meade liderliğindeki Birlik Ordusu, General Robert E. Lee'nin Konfederasyon Ordusuna karşı başarılı bir savunma yaparak ağır kayıplar verdi ve Konfederasyon için önemli bir gerileme oldu.

Antietam Muharebesi (17 Eylül 1862)

Sharpsburg, Maryland yakınlarında gerçekleşen Antietam Muharebesi, Amerikan askeri tarihinin en kanlı günü olmuştur. General George B. McClellan komutasındaki Birlik kuvvetleri, General Lee'nin Konfederasyon Ordusu ile çatıştı. Savaş taktiksel bir beraberlikle sonuçlansa da, Birlik için bir moral desteği sağlamış ve Başkan Abraham Lincoln'ün Özgürlük Bildirgesi'ni yayınlamasına yol açmıştır.

Bull Run Muharebesi (Birinci Manassas Muharebesi) (21 Temmuz 1861)

Savaşın ilk büyük muharebesi olan Bull Run Muharebesi Virginia'da gerçekleşti. Çatışmanın erken dönem zorluklarının ve hafife alınan doğasının altını çizdi. General Pierre G.T. Beauregard komutasındaki Konfederasyon birlikleri, General Irvin McDowell liderliğindeki Birlik güçlerini yenerek savaşın hızlı ya da kolay bir şekilde çözülemeyeceğini gösterdi.

Vicksburg Muharebesi (18 Mayıs-4 Temmuz 1863)

Vicksburg Muharebesi Batı Tiyatrosu'nda çok önemli bir harekâttı. Birlik Generali Ulysses S. Grant'ın kuvvetleri Konfederasyon'un kalesi Vicksburg, Mississippi'yi kuşattı ve uzun bir kuşatmanın ardından General John C. Pemberton liderliğindeki Konfederasyonlar teslim oldu. Bu zafer Birlik'e Mississippi Nehri'nin kontrolünü sağladı ve Konfederasyonu ikiye böldü.

Chancellorsville Muharebesi (30 Nisan-6 Mayıs 1863)

Virginia'daki Chancellorsville Muharebesi, Konfederasyon Generali Robert E. Lee'nin cesur taktik manevraları açısından dikkate değerdir. Sayıca üstün olmalarına rağmen Lee'nin kuvvetleri Birlik Generali Joseph Hooker'ın Potomac Ordusunu mağlup etmiştir. Ancak bu savaşta Konfederasyon'un en yetenekli komutanlarından biri olan General Stonewall Jackson da dost ateşi nedeniyle hayatını kaybetmiştir.

Amerikan İç Savaşı'nın En Önemli Askeri İsimleri

General Robert E. Lee (Konfederasyon)

General Lee, Kuzey Virginia Konfederasyon Ordusu'nun komutanı olarak görev yapmıştır. Savaşın en yetenekli ve saygın askeri liderlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Savaştaki taktiksel dehası ve cesaretinin yanı sıra birliklerine ilham verme yeteneği ona tarihte önemli bir yer kazandırmıştır.

General Ulysses S. Grant (Birlik)

General Grant, Birlik Ordusu'nun komutanı olarak öne çıktı. Savaş konusunda kararlı ve acımasız bir yaklaşım sergilemiş, sonuçta Birliğin zaferine katkıda bulunan bir topyekûn savaş stratejisi uygulamıştır. Grant'ın liderliği ve azmi, Birlik için önemli zaferlerin kazanılmasında çok önemli bir rol oynamıştır.

General Thomas "Stonewall" Jackson (Konfederasyon)

Bir Konfederasyon komutanı olan General Jackson, olağanüstü taktik becerileri ve agresif liderlik tarzıyla ün kazanmıştır. Birçok Konfederasyon zaferinde hayati bir rol oynamış ve Birinci Bull Run Muharebesi sırasındaki sarsılmaz kararlılığıyla "Stonewall" lakabını kazanmıştır. Jackson'ın 1863'teki zamansız ölümü Konfederasyon davası için önemli bir kayıptı.

General William T. Sherman (Birlik)

General Sherman en çok, Konfederasyon'un merkez bölgesine yıkım ve moral bozukluğu getiren yıkıcı "Denize Yürüyüş" askeri harekatıyla tanınır. Saldırgan taktikleri ve yakıp yıkma politikası Konfederasyon'un savaş çabalarını baltalamayı hedeflemiş ve liderliği Birlik'in nihai başarısına katkıda bulunmuştur.

General George G. Meade (Birlik)

General Meade, kritik Gettysburg Muharebesi sırasında Potomac Birlik Ordusu'na komuta etmiştir. Stratejik kararları ve taktiksel becerisi, savaşta bir dönüm noktası olan bu önemli muharebede Birlik'in zafer kazanmasına yardımcı olmuştur.

General Joseph E. Johnston (Konfederasyon)

General Johnston, Konfederasyon'un en yetenekli generallerinden biri olarak önemli bir rol oynamıştır. Birinci Bull Run Muharebesi ve Atlanta Muharebesi de dahil olmak üzere birçok önemli muharebede Konfederasyon güçlerine liderlik etmiştir. Johnston'ın büyük Birlik kuvvetlerine karşı savunma ve stratejik manevralar yapma yeteneği onu saygın bir askeri lider haline getirmiştir.

Amerikan İç Savaşı Hakkında Sık Sorulanlar

Amerikan İç Savaşı'nın nedenleri nedir?

Amerikan İç Savaşı, Amerika Birleşik Devletleri'nin kuruluşundan bu yana köleliği savunanlar ve köleliğe karşı çıkanlar arasındaki mücadelenin doruk noktasıydı. Kuzey eyaletleri ile köle sahibi Güney eyaletleri arasındaki bu bölümsel çatışma bir dizi siyasi uzlaşmayla yumuşatılmıştı, ancak 1850'lerin sonlarında köleliğin batı eyaletlerine yayılması meselesi kaynama noktasına gelmişti. Kölelik karşıtı Cumhuriyetçi Parti üyesi Abraham Lincoln'ün 1860'ta başkan seçilmesi, 11 Güney eyaletinin ayrılmasını hızlandırdı ve bir iç savaşa yol açtı.

Amerikan İç Savaşı'nı kim kazandı?

Amerikan İç Savaşını Birlik kazandı. Savaş, Nisan 1865'te Konfederasyon Generali Robert E. Lee'nin birliklerini Virginia'daki Appomattox Court House'da Birlik Generali Ulysses S. Grant'a teslim etmesiyle fiilen sona erdi. Batıdaki Konfederasyon birliklerinin son teslim oluşu ise 2 Haziran'da Galveston, Teksas'ta gerçekleşti.

Amerikan İç Savaşı'nda kaç kişi öldü?

Amerikan İç Savaşı sırasında 752.000 ila 851.000 askerin öldüğü tahmin edilmektedir. Bu rakam 1860 yılındaki Amerikan nüfusunun yaklaşık yüzde 2'sini temsil etmektedir. İç Savaş sırasındaki en kanlı çarpışmalardan biri olan Gettysburg Muharebesi, yaklaşık 7.000 ölüm ve 51.000 toplam kayıpla sonuçlanmıştır.

Amerikan İç Savaşı'nın en önemli kişileri kimlerdi?

Amerikan İç Savaşı sırasında önemli kişiler arasında, seçilmesi Güney eyaletlerinin ayrılmasına neden olan Amerika Birleşik Devletleri'nin 16. başkanı Abraham Lincoln; Konfederasyon başkanı Jefferson Davis; Birliğin en başarılı ve önde gelen generali Ulysses S. Grant ve Grant'ın Konfederasyondaki mevkidaşı Robert E. Lee vardı.

Konfederasyon sembolleri neden tartışmalı?

Konfederasyon sembollerinin, özellikle de Konfederasyon Savaş Bayrağı ve Konfederasyon liderlerinin heykellerinin modern kullanımı tartışmalı kabul edilmektedir çünkü birçok kişi bu sembolleri ırkçılık, kölelik ve beyaz üstünlüğü ile ilişkilendirmektedir. Bayrak 1940'larda ve 50'lerde Dixiecrat Demokrat ayrılıkçı grubu ve Amerikan sivil haklar hareketine karşı çıkan diğerleri tarafından popüler bir sembol olarak yeniden canlandırıldı.