Cadı Avının Tarihi: Büyücülerin İdam Edildiği Bir Çağ

Cadı avının tarihi, cadılıkla suçlanan bireylere yönelik yaygın zulüm ve infazların gerçekleştiği bir zaman dilimini ifade eder. Cadı avları esas olarak 15. ve 18. yüzyıllar arasında Avrupa'da meydana gelmiştir, ancak cadı davalarının izleri daha da eskilere kadar sürülebilir.

cadı avının tarihi

Avrupa'da cadı avları 16. yüzyılda hız kazanan ve bu tarihten itibaren 200 yıldan uzun süre devam eden geniş bir zaman çizelgesine sahip. Maleficarum yani zararlı sihir ile suçlanan insanlar büyük zulme maruz kaldılar. Ne kadar Avrupalının büyücülükle suçlandığı kesin olarak bilinmiyor ancak bu konuda tartışmalar var. Tahminler yaklaşık 10.000 ila dokuz milyon arasında değiştiklerini gösteriyor. Çoğu tarihçi, kamu kayıtlarına dayanarak 40.000 ila 100.000 tahmini yaparken, bazıları büyücülükle suçlanan cadı insanların sayısını üç katına çıkarmakta. Öyleyse cadı avı hakkında daha fazlasını öğrenelim.

Avrupa'da Cadı Avının Başlaması

Cadı suçlamalarının çoğu şu anda Almanya, Fransa, Hollanda ve İsviçre olarak bilinen Kutsal Roma İmparatorluğu'nun bazı bölgelerinde yapıldı. Avrupa'da "kara büyü" 1580-1650 yılları arasında şiddetlendi ve bu devirde insanlar toplu şekilde infaz edildiler.

Tarih Boyunca Büyücülük

MÖ: Büyücülüğe (efsunculuk) ilk kez Tevrat ayetlerinde yer verildi: Göç 22:18 ile Leviticus ve Tesniye içindeki çeşitli ayetlerde geçer.
MS 200-500: Yahudi medeni kanunu Talmud'da büyücülüğün cezaları açıklandı.
600'lü yıllar: Kur'an Kerim'in birçok ayetinde büyücülüğün insanlara ve meleklere şeytan tarafından öğretildiği belirtildi. İnsanlar büyüyle haset yaydı ve eşleri birbirinden ayırdı.
Yaklaşık 910: Orta Çağ kilise kanunu "Episcopi" Prumlu Regino tarafından yayımlandı. Kutsal Roma İmparatorluğu'ndan önceki Francia'da (Frank Krallığı), falcılığın (sorilegium) ve ölüm ya da yıkımla sonuçlanan büyülerin (maleficium) yasak olduğu belirtildi. Ancak bunların fantazi olduğu da belirtildi ve sihirle uçabileceğine inananların hezeyan yaşadığı açıklandı.
Yaklaşık 1140: Mater Gratian, Hrabanus Maurus'tan ve Augustine'den alıntılarla kilise yasasını yeniden derledi.
1154: Salisburyli John, geceleri dolaşan cadılar olduğuna dair şüphelerini dile getirdi.
1230'lar: Roma Katolik Klisesi sapkın düşünceleri olanlar için engizisyonu uygulamaya koydu.
1258: Papa IV. Aleksandr büyücülüğün ve iblislerle konuşmanın sapkınlık olduğuna karar kıldı. Bu durum engizisyonun büyücülüğü de kapsamasını sağladı.
13. yy sonları: Ünlü Dominik keşiş Thomas Aquinas "Summa Theologiae" gibi eserlerinde büyücülük ve sihirden bahsetti. İblislere danışmanın ve onlarla bir olmanın dinden dönme olduğunu açıkladı. Aquinas iblislerin insan formunu alabildiğini söyledi.
1306–15: Sapkınık, cadılık ve iblise tapınma ile suçlanan Tapınak Şövalyeleri, Kilise tarafından sonlandırıldı.
1316–1334: Papa XII. John büyücülüğü ve şeytanla anlaşmayı sapkınlık olarak tanımladı.
1317: Papa XXII. John'u öldürmek için cadı sihri kullanan piskopos Fransa'da idam edildi. O zamanlar kral ve papa için yapılan çok sayıda suikast girişiminden biriydi.
1340'lar: Kara Ölüm Avrupa'yı sardı, insanların Hristiyan alemine (Christendom) olan düşmanlığı yükseldi.
Yaklaşık 1450: Papa, "Errores Gazaziorum" isimli fetvasında cadı büyülerini (efsun) ve sapkınlığı Katharlar'a bağladı.
1484: Papa VIII. Innocentius, "Summis desiderantes affectibus" isimli fetvasında iki Alman keşişi seçerek efsunculuğu araştırmasını ve karşı gelenleri tehdit etmesini emretti.
1486: Şeytan Çekici (Malleus Maleficarum) kitabı basıldı. Şeytana tapan insanların ayırt edilmesi için ipuçları verildi. Bu kişilerin alacakları cezalar açıklandı.
1500–1560: Çoğu tarihçi bu dönemi büyücülük duruşmalarının yapıldığı ve Protestanlığın yükseldiği bir dönem olarak tanımlar.
1532: İmparator V. Charles'ın "Constitutio Criminalis Carolina" kanunu, zarar verici büyüler yapanların ateşle yakılmasını, zarar vermemiş olanların "cezalandırılmasını" emretti.
1542: İngiliz kanununa eklenen (Witchcraft) "Büyücülük" yasasıyla zararlı büyü yapmanın sivil suçlardan olduğu açıklandı.
1552: Rus IV. Ivan (Korkunç İvan) 1552 Kararnamesi ile cadı davalarının kilisenin konuları değil sivil konular olduğunu deklare etti.
1560'ler ve 1570'ler: Almanya'nın güneyinde bir dizi organize cadı avı başladı.
1563: Cleves Dükalığı doktoru Johann Weyer "Rönesans'ta Cadılar, Şeytanlar ve Doktorlar" kitabını yayımladı. Cadı işi olarak düşünülen birçok büyünün doğaüstü değil bir tür numara olduğu inancını belirtti.

İkinci İngiliz Büyücülük Yasası kabul edildi.
1580–1650: Birçok tarihçi bu dönemi, özellikle de 1610–1630'u cadı davalarının en çok görüldüğü yıl olarak tanımlar.
1580'ler: İngiltere'de hiç olmadığı kadar sık şekilde cadı duruşmaları görülmeye başlandı.
1584: "Büyücülüğün Keşfi" Kentli Reginald Scot tarafından yayımlandı ve büyücülük suçlamalarına dair büyük şüpheler dile getirildi.
1604: I. James cadı büyülerine karşı verilen cezaları genişletti.
1612: İngiltere, Lancashire'daki Pendle cadı mahkemelerinde 12 cadı yargılandı. Suçlamalar arasında 10 kişinin öldürülmesi vardı. Bir cadı hapiste öldü, biri suçlu bulunmadı, geri kalanıysa idam edilmişti.
1618: İngiliz yargıçlar için cadı yakalama el kitabı yayımlandı.
1634: Ursuline hemşirelerinin zihinlerinin "ele geçirildiği" rapor edildi. Loudun cadı mahkemeleri başlatıldı ve hemşireler Peder Urbain Grandier'in kurbanı olduklarını söylediler. Peder işkence altında bile büyücü olduğunu itiraf etmeyi reddetti. İdam edildikten sonra bile "ele geçirilme" vakaları 1637'ye kadar sürdü.
1640'lar: İngiltere'de sık sık cadı mahkemeleri görülmeye başlandı.
1660: Almanya'nın kuzeyinde dalgalar halinde cadı duruşmaları yapılıyordu.
1682: Fransa Kralı XIV. Louis  ülkede daha fazla cadı mahkemesi yapılmasını yasakladı.
1682: Mary Trembles ve Susannah Edward idam edildi, İngiltere'de dosyalanan son cadı idamları oldu.
1692: Britanya kolonisi Massachusetts'te Salem Cadı Mahkemeleri görüldü.
1717: Son İngiliz cadı mahkemesi yapıldı, sanık beraat etti.
1736: İngiliz Büyücülük Kanunu yürürlükten kaldırıldı, cadı avı ve cadı mahkemeleri resmen bitirildi.
1755: Avusturya cadı mahkemelerini sonlandırdı.
1768: Romanya cadı mahkemelerini sonlandırdı.
1829: Lamothe-Langon tarafından "Fransa'da Engizisyonun Tarihi" kitabı çıkarıldı. 14. yüzyılda gerçekleştirildiği iddia edilen toplu cadı idamlarından bahsedildi. Lakin kitabın baştan sona kurgu olduğu anlaşıldı.
1833: Birleşik Devletler, Tennessee'de bir adama büyücü olduğu iddiasıyla dava açıldı.
1862: Fransız yazar Jules Michelet tanrıça ibadetine dönüşü savundu ve kadınların büyücülüğe olan "doğal" eğilimini olumlu gördü. Cadı avlarının Katolik zulmü olduğunu söyledi.
1893: Matilda Joslyn Gage "Kadın, Kilise ve Devlet"i yayımladı. Kitapta 9 milyon cadının idam edildiğini söyledi.
1921: Margaret Murray, "Batı Avrupa'da Cadı Tarikatı" kitabında efsunculuğun Hristiyanlıktan önceki "eski bir din" olduğunu iddia etti. Plantagenet kralların cadıların koruyucusu ve Jeanne d'Arc (Joan of Arc) 'ın pagan rahibe olduğunu söyledi.
1954: Gerald Gardner "Günümüzde Büyücülük"ü çıkardı ve büyücülüğün Hristiyanlık öncesi pagan inancı olduğunu ve devam ettiğini söyledi.
20. yy: Antrolopoglar birçok kültürün cadı büyüleri, sihirler ve büyücülerden etkilendiğini keşfetti
1970'ler: Kadınlar cadıların idam edilmesine feminist gözlüğünden bakmaya başladılar.
Aralık 2011: Amina Bint Abdulhalim Nassar büyücüklükle ilgilendiği için Suudi Arabistan'da boynu vuruldu.

Büyücüler Neden Genellikle Kadındı?

Erkekler de cadılıkla suçlanıyordu ancak cadı avları sırasında idam edilenlerin yaklaşık yüzde 75-80'i kadındır. Kadınlar, kendilerini erkeklerden doğal olarak daha zayıf gördüklerinden batıl inançlara ve kötülüklere daha duyarlıydı. Bunda maruz kaldıkları önyargıların etkisi de büyüktür. Diğer kültürlerde bile, büyücülükle suçlanan kadınların oranı daha yüksektir.

Bazı yazarlar önemli deliller sunarak, suçlanan kadın sanıkların çoğunun bir mirasın ya da mülkün erkek varise geçmesini engelleyen bekar veya dul kadınlar olduğunu savunmuştur. Çeyiz hakları dullara normalde olduğundan daha geniş mülk sahipliği veriyordu. Cadıcılık suçlamaları bu engeli kaldırmanın kolay yoluydu.

Suçlanan ve idam edilenlerin çoğunun toplumdaki en fakir en marjinal insanlardan oluştuğu da doğruydu. Kadınlar erkeklere kıyasla şüphe uyandırmaya daha müsaittiler.

Avrupa'da Cadı Avına Tarihçi Bakışı

Orta Çağ'da ve erken modern Avrupa'da çoğunlukla kadınların cadı olarak zulüm görmesi tarihçileri etkilemiştir. Birçok tarihçi cadıları zulümlere karşı hayatta kalmaya çalışan kahraman figürler olarak yorumladılar. Diğerleri büyücülüğü toplumdaki cinsiyet ve sınıf ayrımcılığını ortaya çıkaran sosyal yapı olarak gördü.