Pearl Harbor Saldırısı: Japonya'nın ABD'yi Bombalaması

Pearl Harbor'a ilk bombanın atılmasından 24 saat sonra Başkan Roosevelt Kongre'ye ve Amerikan halkına hitaben bir konuşma yaptı: ''Dün, 7 Aralık 1941 günü, alçaklığı simgeleyerek sonsuza dek hatırlanacak bir gün'' diye başladı.

Bir sandal alev alev yanan ama liman çamurunda karaya oturmuş West Virginia'ya sağ kalanları kurtarmak için yanaşıyor
Bir sandal alev alev yanan ama liman çamurunda karaya oturmuş West Virginia'ya sağ kalanları kurtarmak için yanaşıyor.

İki bölümlük Pearl Harbor yazımızın ilk bölümünde, Japonya'nın neden Pearl Harbor'a saldırdığını, süper güç Amerika'nın nasıl böylesi bir saldırıyı fark edemediğini ve elbette Müttefiklerin Pasifik Cephesi'ndeki çatışmaları nasıl kazandığını detaylı olarak ele alacağız. Yazının devamında saldırının yaşandığı günü anlatan bölümü de okuyacaksınız.

Japonlar Pearl Harbor'a Neden Saldırdı?

Manevra yeteneğin yitiren ve yenik düşürülen General Arthur Pervical (sağ kenarda) 13 Şubat 1942 günü Singapur'u Japonlara teslim etti
Manevra yeteneğini yitiren ve yenik düşürülen General Arthur Pervical (sağ kenarda) 13 Şubat 1942 günü Singapur'u Japonlara teslim etti

Gittikçe azalan doğal kaynakları ve hızla artan nüfusuyla Japon ada ulusu uzun süredir geleceğini dışarıdan sağlamak zorunda olduğunun farkındaydı. 1931'de büyük kuzey eyaleti Mançurya'yı Çin'in elinden alıp ülkelerine kattılar. 1940 yılında Fransa'nın yenik düşmesi Japonya'nın, Fransız Çinhindi topraklarını işgal etmek yoluyla Güneydoğu Asya'ya da ayak basıp tutunmasını sağladı. Ve çok geçmeden, Asya ve Pasifik Okyanusu'na yayılma olasılığı doğdu.


İlgili:


Japonlar ABD'nin, Asya'daki yayılma planlarını engelleyebilmek için yeterli askeri güce sahip tek güç olduğunu anlamışlardı. Önceleri Japonlar, tarafsız ABD'nin karşılarına çıkmayacağını, onları uzak tutabileceklerini umdular. Bununla birlikte, diplomatlar barışı korumaya çabalarken Japonlar Pearl Harbor'a taşınmış olan ABD Pasifik Donanması'na saldırmayı planlıyordu.

Amerika Birleşik Devletleri, güçlü Japon savaş makinesini işlemez hale getiren bir ambargoyu kaldırmayı reddedince, Japonlar da planlarını gerçekleştirmeye karar verdiler. Pearl Harbor'a saldırının olduğu gün Malaya, Filipinler, Ham, Cava, Tayland, Hong Kong, Borneo ve Wake Adası Kalesi'ne de saldırdılar. Birkaç ay içinde Japonya, imparatorluğun sınırlarını genişletmiş ve Pasifik'in en uzaklarına kadar bir savunma çemberi yaratmıştı. Japonya, ABD donanmasını güçsüz hale getirerek bu yeni edinilmiş topraklarını güvence altına alabileceğini umuyordu.

Amerikalılar Pearl Harbor Saldırısını Neden Önleyemedi?

Harvard'da eğitim görmüş olan Amiral  Isoroku Yamamoto'nun Japonları sonunda ABD'yi yenilgiye uğratacağına pek inancı yoktu. Yine de uçak gemilerini Pearl Harbor'a gönderen, onun planı olmuştur / Pearl Harbor Saldırısı
Harvard'da eğitim görmüş olan Amiral Isoroku Yamamoto'nun Japonların ABD'yi yenilgiye uğratacağına pek inancı yoktu. Yine de uçak gemilerini Pearl Harbor'a göndermek onun planı olmuştur

Pearl Harbor saldırısından bu yana geçen yarım yüzyılı aşkın süre içinde araştırmacılar Pearl Harbor saldırısının başarısında rolü olan şaşılacak derecede çok sayıda hata ortaya çıkardılar. Kimi tarihçiler ABD'nin, kaçınılmaz gibi görünen bir savaşta Japonya'nın saldıran durumuna düşmesi için uyarılara bilinçli olarak kulak asmadığını bile öne süreceklerdi.

Herkesten önce suç, ABD Pasifik Donanması Komutanı Amiral Husband E. Kimmel ile Hawaii'deki ordu komutanı Korgeneral Walter Short'un omuzlarına yüklendi. İkisi de gerekli savunma önlemlerini almadıkları için suçlu bulundular. Savaş gemilerini koruyacak torpil ağları yoktu; karada uçaklar, kanat ucu kanat ucuna değecek biçimde konuşlandırıldıkları için saldırganların işini kolaylaştırmıştı. İki komutan da 27 Kasım günü bir savaş uyarısı önlemi almamışlardı. Uçak gemisinde üslenmiş uçakların karşı saldırısı düşünülemezdi, çünkü ne de olsa Japonya, 6400 km uzaktaydı.

Gerçi Kimmel de, Short da komuta görevinden uzaklaştırıldılar, ama yanlış yapan sadece onlar değildi. Kasım sonunda şifrelerin çözülmüş olması sayesinde ABD hükümeti Japonların büyük bir saldırıya hazırlandığını biliyordu. 5 Aralık gününe gelindiğinde Japon konvoylarının yola çıkarak güneye yöneldikleri de biliniyordu. Ancak kimse Japonların Pearl Harbor'a saldırmaya kalkışacaklarına inanmıyordu ve bu nedenle Hawaii'ye tehlike uyarısında bulunulmamıştı. ABD, Tokyo ile Honolulu'daki Japon konsolosluğu arasında şifreli mesaj alışverişinde büyük bir artış yakalandığında bile kimse hedefin neresi olduğundan kuşkulanmamıştı.

Bürokratik becerisizlik yüzünden kaybolan mesajlar da vardı. 7 Aralık günü saldırıdan dört saat önce Washington Hawaii'ye bir uyarı göndermeye karar vermiş ama telgraf çok geç gelmişti; saldırının başlamasından hemen sonra. Oahu'nun kuzeyinde ilk Japon uçakları fark edildiğinde bile görevdeki telsiz operatörünün raporunu alacak hiç kimse yoktu. Hawaii'de pazar günleri her zaman biraz gevşeklik olurdu. Baskının başarılı olmasında Japonların ustalığı kadar şansın da rolü olmuştur.

Müttefikler Pasifik Savaşı'nı Nasıl Kazandı?

Japonlar, çaresiz, Pasifik takım adalarını terk etmek zorunda kaldılar ve General MacArthur Filipinler'e döneceği yolundaki sözünü tutabildi
Japonlar, çaresiz, Pasifik takım adalarını terk etmek zorunda kaldılar ve General MacArthur böylece Filipinler'e döneceği yolundaki sözünü tutabildi

Pearl Harbor'da uğradığı kayıplarla sarsılan Amerika, enerjisinin çoğunu Pasifik Donanması'nı yeniden silahlandırmaya adadı. Baskın sırasında batırılan ya da tahrip edilen savaş gemilerinin ikisi dışında tümü yüzdürüldü, onarıldı, yeniden donatıldı. 18 Nisan 1942'de Albay James H. Doolittle komutasındaki 16 B-25 uçağı, USS Hornet uçak gemisinden havalanarak Tokyo'ya cüretli bir bombalı saldırıda bulundu.

Üç hafta sonra, Mercan Denizi Muharebesi'nde Amerikan savaş gemilerindeki uçaklar, 75 kadar Japon uçağını vurup düşürerek Papua Yeni Gine'ye yapılacak Japon çıkartmasını önlediler. Bu başarıya, daha önceki hasardan ötürü çıkan petrol buharının patlaması yüzünden Lexington uçak gemisinin kaybı gölge düşürmüştü. Bununla birlikte geminin mürettebatının çoğu kurtarıldı ve iki modern Japon uçak gemisi de ağır hasara uğratıldı.

Haziran 1942'de, Amiral Chester Nilmitz'in komutasındaki yenilenmiş Pasifik Donanması, Midway'de Japonlara karşı ezici bir zafer kazanarak dört uçak gemisiyle ağır bir kruvazörü batırıp 275 kadar da uçak düşürdü. Üç gün içinde Japonya'nın uzun menzilli vurucu gücü büyük hasar gördü. Gerçekten de tarihçiler Japonya'nın ilk büyük yenilgisi olan Midway Muharebesi'nin Pasifik cephesindeki savaşın dönüm noktası olduğu üzerinde görüş birliğine varmışlardır.

Ertesi yıl boyunca, Avusturyalılardan yardım gören Amerikan kuvvetleri, Güney Pasifik'teki Japon güç odaklarına saldırdılar. 1943 ortalarında Müttefikler, Guadalcanal'ı da, New Britain'daki Rabaul de aralarında olmak üzere başka ada mevzilerini de ele geçirmişlerdi. Japonya'nın bölgedeki dayanak noktaları saf dışı bırakılmıştı.

Amerikalılar Mayıs 1942 tarihinden beri işgal ettikleri Filipinler'de Japonlara karşı bir kıskaç saldırısı başlattılar. ABD Pasifik Donanması Hawaii'den yaklaşıp Gilbert, Marshall ve Mariana adalarındaki Japon yerleşimlerine saldırıya geçti. Bu arada General Douglas MacArthur'un kuvvetleri de, Yeni Gine'nin kuzey kıyısı boyunca Filipinler'e doğru hem karadan hem denizden saldırı başlattı.

Savaşın, aralarında Filipin Seferi ve Leyte Muharebesi de olmak üzere, en kanlı birkaç çarpışmasının ardından MacArthur ve kuvvetleri, Ocak 1945'te Filipinler'e döndüler. İnanılmaz bir can kaybıyla (yaklaşık 131.000) İvocima ve Okinava'yı yitirdikten sonra, Japonya birdenbire Amerika'nın Mariana Adaları'nda üslenmiş olan B-29 bombardırman uçaklarına karşı çaresiz kaldı. 1945 ilkbaharına gelindiğinde Japonya'nın Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri onda birine indirilmiş, Pasifik'teki kaleleri ele geçirilmiş, kaynakları iyice azalmıştı.

Boeing B-29 Superfortress uçaklarının Tokyo'ya yaptığı akınlar 260.000'i aşkın insanı öldürdü. Yine de Japonlar yenilgiyi kabullenmeye razı olmuyorlardı. Amerikalı generaller Japonya anakarasına bir saldırı olasılığı üstünde düşünürken, Başkan Truman'a, uzun zaman beklenen bir seçeneğin şimdi mümkün olduğu haberi verildi. ATOM BOMBASI.

Japon Kamikazeler Kimdi?

Remembering Japan's kamikaze pilots
Kamikazelerin dini fanatizme benzeyen bir vatan sevgisi vardı

Savaşın en dramatik öykülerinden biri, patlayıcılarla tıka basa doldurulmuş uçaklarıyla düşman gemilerine pike yapmak üzere intihar yemini etmiş olan Japon pilotlarının akınlarıydı. Bu pilotlar kendilerine, 1281 yılında Çin İmparatoru Kubilay Han tarafından Japonya'yı istila etmesi için gönderilen donanmayı darmadağın etmiş olan kasırganın adını kullanarak, "kutsal rüzgar" anlamında kamikaze diyorlardı. İlk kamikaze saldırısı 25 Ekim 1944 günü, Leyte Muharebesi sırasında yapıldı. Bir Japon pilot, uçağıyla Amerikan St. Lo uçak gemisinin güvertesine dalış yaparak gemiyi batırdı. Müttefikler başta kamikazelerin bunu bilinçli olarak yaptığına inanmak istemediler. Zamanla da çok korktukları intihar pilotlarından nefret etmeye başladılar. Pasifik Savaşı boyunca 1500 – 2000 arası kamikaze pilotun öldüğü tahmin ediliyor; ama yaptıkları fedakarlık sayısı 200'lere varan gemiyi ya batırdı ya da ciddi hasarlara uğrattı ve 5000'den fazla Müttefik deniz askerini öldürdü.

Pearl Harbor saldırısı hakkında saldırının yaşandığı günü konu alan bölümdeyiz. Radyo operatörü Karl Boyer, kulaklarına inanamıyordu. Hawaii'de Pearl Harbor'dan 10 km uzaktaki deniz kuvvetleri radyo istasyonunda 7 Aralık 1941 pazar sabahı otururken, 32 km kuzeydoğudaki Donanma Hava Üssü'nden şaşırtıcı bir mesaj almıştı: "Bombalanmaktayız ve batmak üzereyiz; bize saldırıyorlar!" Boyer'in yanıtı, sert oldu: "Hadi oradan, git yat ve ayıl artık." Ama karşı taraf, telaşla üsteliyordu: "Bu, talim filan değil. Gerçek!"

Sonunda mesajın doğruluğuna inanan Boyer, karargah subaylarıyla birlikte pencereden dışarıyı, Pearl Harbor'ı seyreden istasyon komutanına koştu. Ne var ki uçaksavar toplarından çıkan dumanı görünceye kadar, dalga dalga gelerek art arda "Pearl"e pike yapan uçakların talimden dönen ordu bombardıman uçakları olduğunu sandılar. Boyer'in şefi mesajı okudu ve haykırdı: ''Hemen Washington'ı bul. Şifrelemeyle falan uğraşma." Boyer, sabahın saat 07:58'inde hızla, yeni bir dönemin başladığının haberi olan mesajı geçti. ''Pearl Harbor'a hava saldırısı. Bu, talim değil."

Japonların Pearl Harbor'a saldırısı tarihin en başarılı saldırılarındandır. Mitsuo Fuchida'nın emrindeki 180 kadar savaş uçağının ilk dalgası Hawai'nin Oahu Adası'nın 370 km kuzeyindeki uçak gemilerinden havalanıp Pearl Harbor'a ulaşıncaya kadar hiç direnişle karşılaşmadı. Vurucu güç yoğun bulutların üzerinden 3600 metre yükseklikte uçuyordu. Havalandıktan bir buçuk saat sonra, saat 07:00'yi biraz geçe, Fuchida radyosunu açtı ve kulağına bir Honolulu radyo istasyonundan Hawaii müziğinin nağmeleri geldi. Bu, Japon uçaklarının hedeflerine yaklaştığının kanıtıydı. Birden yoğun bulutlar dağıldı ve Kahuku Burnu göründü. Rüzgar hafif, görüş açıktı ve Pearl Harbor, Amerika'nın güçlü Pasifik Donanması üssü önlerinde hareketsiz uzanıyordu.

Uçaklar, torpil atan uçakların Pearl Harbor'a güneyden yaklaşabilmesi için adanın batı kıyısına doğru uçtular. Hedeflerine yaklaştıkça Fuchida Pasifik Donanması'nın 8 savaş gemisinin, biri dışında rıhtım boyunca demirli olduğunu görüp heyecanlandı. Yakınlarda kruvazörler, destroyerler ve başka gemiler vardı, yani toplam 94 gemi. Fuchida zaferin onların olacağından o kadar emindi ki, daha bir bomba bile atılmadan komutanına, o zafer çığlığını, baskının başarıldığı işaretini telsizle göndermişti: "Tora! Tora! Tora" ("Kaplan! Kaplan! Kaplan!")

California, West Virginia, Oklahoma…

Pearl Harbor / 7 Aralık 1941'de Amerikan-Japon savaşının başladığını söyleyen bir New York gazetesi
7 Aralık 1941'de Amerikan-Japon savaşının başladığını söyleyen bir New York gazetesi

Birkaç dakika içerisinde Japon ölümcül torpil uçakları, "Kates"ler, 90 m'ye kadar alçalmış ve ölümcül "balıklarını" Pearl Harbor'ın sığ sularına bırakmışlardı. Torpillerin çoğu rıhtım boyunca dizilmiş devlerin arasından yolunu buldu: California, West Virginia, Oklahoma, Nevada ve Arizona… hepsi de vuruldu. Koskocaman, sapasağlam Oklahoma birçok torpil yedikten sonra yan yattı ve alabora olurken mürettebata gemiyi terk emri verildi. Birçok denizci, Japon makineli tüfekçileri tarafından öldürüldü, ama mürettebatın çoğu yakındaki doklardan ve gemilerden gelen tekneler tarafından kurtarıldı.

Art arda dalgalar halinde gelen Japon uçakları hazırlıksız donanmayı bombaladı, ağır hasar verdi. Arizona birkaç kez doğrudan isabet aldı ve bir bomba ıslık çalarak bacasından içeri dalıp barut depolarını tutuşturduğunda, kulakları sağır edici bir gürültüyle havaya uçtu. Alevler 150 m'ye kadar göğe yükseldi, geminin yanan kalıntıları yağmur gibi yağdı. Geminin 1400 kişilik mürettebatından 1000 kişiden fazlası öldü, Arizona, limanın çamuruna gömüldü.

İnsanlar her yerde isabet almış gemilerden yüzeyi petrolle kaplı denize atlıyorlardı. Bazıları denizin yüzeyi alev alınca öldüler. İlk bombalar hedefini bulduğunda bile Amerikalıların birçoğu saldırıya uğradıklarına bir türlü inanamıyorlardı. Bununla birlikte Nevada limandan çıkmayı denedi ve bu yüzden, pike yapan uçakların büsbütün dikkatini çekti. 250 kg'lık bombalardan harap olan burnu alevler içinde kaldı. Yine de inanılmaz sıcağa aldırmayan donanma makineli tüfekçileri düşmana ateş etmeyi sürdürdüler.

Pearl Harbor ve Başkan Roosevelt

Başkan Roosevelt'in saldırı sonrası yaptığı konuşma ve kongreden savaş için yetki istediği anlar

Diğer bombardıman uçakları dumanla boğulmuş limana dalış yaparken bazı pilotlar da kıyıdaki askeri tesislere yöneldiler. Zero savaş uçakları, silahlarını ateşleyerek hava üslerini taradılar. İki saatten az bir zaman içinde Japonlar 18 gemiyi batırmış ya da ciddi hasara uğratmış, 188 uçağı yok etmiş ve 159'una da zarar vermişlerdi. İçlerinde 68'i sivil olmak üzere 2400 kadar Amerikalı ölmüş, 1100'den fazla asker de yaralanmıştı. Buna karşılık Japonlar sadece 29 uçak kaybetmişlerdi. Ama bir bakıma başarısız olmuş sayılırlardı, çünkü asıl önemli Amerikan uçak gemileri denizdeydi ve bombalar yakıt depolarına isabet etmemişti.

On sekizinci güne geldiğimizde kurtardığımız 300 kadar adam hala yaşıyordu. Bütün yangınları söndürmek iki haftayı aldı. Üç gün boyunca 24 saat çalıştık. Öyle bir telaş ve kargaşa vardı ki.

John Garcia, Pearl Harbor gazisi

Tokyo'da, Pearl Harbor'a yapılan baskının saldırı haberi, halkı sevinçten adeta kendinden geçirdi, büyük kutlamalar yapıldı. Washington'da ise, haber önce inanmazlık, sonra da büyük bir öfkeyle karşılandı. Pearl Harbor'a ilk bombanın atılmasından 24 saat sonra Başkan Roosevelt Kongre'ye ve Amerikan halkına hitaben bir konuşma yaptı. "Dün, 7 Aralık 1941 günü, alçaklığı simgeleyerek sonsuza dek hatırlanacak bir gün" diye başladı. "Amerika Birleşik Devletleri'ne, Japonya'nın deniz ve hava kuvvetleri tarafından, bilerek, isteyerek saldırı da bulunuldu.'' Aynı ruh hali içindeki Kongre de derhal Japonya'ya savaş ilan edilmesine karar verdi.

Pearl Harbor Saldırısı Hakkında Sık Sorulanlar

Pearl Harbor Saldırısı neydi?

Pearl Harbor Saldırısı, Japon İmparatorluk Donanması tarafından 7 Aralık 1941 tarihinde Pearl Harbor, Hawaii'de konuşlanmış olan Birleşik Devletler Pasifik Filosuna karşı gerçekleştirilen sürpriz bir askeri saldırıdır. Amerika Birleşik Devletleri'nin II. Dünya Savaşı'na girmesine yol açan önemli bir olaydı.

Pearl Harbor saldırısının nedenleri nelerdi?

Pearl Harbor saldırısı çeşitli faktörler tarafından motive edilmiştir. Japonya, Amerika Birleşik Devletleri'nin Pasifik'teki yayılmacı emellerine karşı oluşturduğu tehdidi etkisiz hale getirmeye çalışmıştır. Japonya, Pasifik Filosunu felce uğratmayı, Güneydoğu Asya'daki Amerikan müdahalesini caydırmayı ve bölgedeki kaynakları ve toprakları güvence altına almayı amaçlıyordu.

7 Aralık 1941'de ne oldu?

7 Aralık 1941'de Japon uçakları Pearl Harbor'daki ABD deniz üssüne sürpriz bir hava saldırısı düzenledi. Saldırı, savaş gemilerini, kruvazörleri, destroyerleri ve yerdeki uçakları hedef alan koordineli hava saldırılarından oluşuyordu. Saldırı Pasifik Filosuna büyük zarar verdi ve çok sayıda Amerikalının hayatını kaybetmesine neden oldu.

Pearl Harbor saldırısının etkisi ne oldu?

Pearl Harbor saldırısının hem Amerika Birleşik Devletleri hem de II. Dünya Savaşı üzerinde önemli bir etkisi olmuştur. ABD'yi savaşa aktif olarak katılmaya itmiş ve ABD Kongresi tarafından Japonya'ya karşı savaş ilan edilmesine yol açmıştır. Saldırı Amerikan halkını birleştirdi ve ulusal seferberlik için bir toplanma noktası görevi gördü. Ayrıca Almanya ve İtalya gibi diğer ülkeleri de ABD'ye savaş ilan etmeye teşvik ederek çatışmanın kapsamını genişletti.

USS Arizona'nın Pearl Harbor'daki önemi neydi?

USS Arizona, Pearl Harbor saldırısı sırasında ağır hasar gören ve batan bir savaş gemisiydi. Saldırıda kaybedilen hayatların bir anıtı ve sembolü olarak limanın dibinde durmaktadır. USS Arizona'nın batışı, Amerikan kayıplarının önemli bir bölümünü oluşturdu ve trajedinin dokunaklı bir hatırlatıcısı olarak hizmet ediyor.

Amiral Isoroku Yamamoto kimdi ve saldırıdaki rolü neydi?

Amiral Isoroku Yamamoto Japon Birleşik Filosu'nun başkomutanı ve Pearl Harbor saldırısının mimarıydı. ABD Pasifik Filosunu sürpriz bir saldırıyla felce uğratmanın stratejik öneminin farkında olarak operasyonu planladı ve yürüttü. Yamamoto'nun stratejisi Japonya'nın Pasifik'teki konumunu güvence altına almayı ve ABD'yi elverişli bir barış görüşmesi yapmaya zorlamayı amaçlıyordu.

Pearl Harbor saldırısı II. Dünya Savaşı'nın gidişatını nasıl değiştirdi?

Pearl Harbor saldırısının II. Dünya Savaşı'nın gidişatı üzerinde derin bir etkisi oldu. Amerika Birleşik Devletleri'ni aktif bir muharip olarak savaşa sokarak güç dengesini Müttefik kuvvetler lehine değiştirdi. Saldırı aynı zamanda Amerikan kararlılığını da harekete geçirmiş ve savaş planlamasında stratejik bir değişime yol açarak Pasifik Tiyatrosuna ve Mihver güçlerinin yenilgisine yeniden odaklanılmasını sağlamıştır.

Pearl Harbor saldırısı ABD'deki Japonya algısını nasıl etkiledi?

Pearl Harbor saldırısı Amerikan halkı arasında derin bir şok, öfke ve kızgınlık duygusu yarattı. Güçlü bir Japon karşıtı duygu yarattı ve savaş çabalarına yaygın destek verilmesine yol açtı. Saldırı intikam arzusunu körüklemiş ve savaş boyunca Japonya'ya ilişkin kamuoyunun şekillenmesinde rol oynamıştır.

Pearl Harbor saldırısı Japon-Amerikan ilişkilerini nasıl etkiledi?

Pearl Harbor saldırısı Japonya ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkileri daha da gerdi. Saldırının ardından ABD hükümeti, Japon Amerikalıların hapsedilmesi, güvenlik önlemlerinin artırılması ve Japonya'ya karşı savaş ilanı da dahil olmak üzere çeşitli önlemler aldı. Saldırı iki ülke arasındaki mevcut düşmanlığı derinleştirdi ve Japon Amerikalılara yönelik korku ve şüphe duygusunu körükledi.

Pearl Harbor saldırısı bugün nasıl hatırlanıyor?

Pearl Harbor saldırısı Amerikan ve dünya tarihinde önemli bir olay olarak hatırlanmaktadır. Her yıl 7 Aralık'ta Ulusal Pearl Harbor Anma Günü olarak anılmaktadır. Saldırı ve sonrasında yaşananlar, hazırlıklı olmanın önemini, saldırıya katılanların yaptığı fedakarlıkları ve II. Dünya Savaşı'nın kalıcı mirasını hatırlatmaktadır.

Pearl Harbor saldırısı başarılı oldu mu?

Kısa vadede Pasifik'teki Amerikan donanma varlığı ciddi şekilde zayıflamıştı. Ancak Japonlar limanın altyapısını büyük ölçüde göz ardı etmişlerdi ve hasar gören gemilerin çoğu yerinde onarılarak görevlerine geri döndü. Buna ek olarak, Pasifik Filosu'nun üç uçak gemisi Pearl Harbor'da bulunmuyordu (birinin saldırıdan bir gün önce dönmesi planlanmıştı, ancak kötü hava koşulları nedeniyle gecikti). Amerikan kamuoyu derhal Japonya ile savaş lehine değişti ve bu süreç dört yıldan kısa bir süre sonra Japonya'nın kayıtsız şartsız teslim olmasıyla sonuçlanacaktı.

Kaynaklar: