Eski Yunan matematikçisi ve filozofu Thales, Yunancada "elektron" adıyla bilinen bir kehribar parçasıyla deneyler yaptığında ilk gözlemlerinin 2000 yıldan fazla bir zaman sonra bilimde hala bir yer tutacağını bilemezdi.
Thales'in dikkatini çeken, bir kehribar parçasını bir kürke sürdüğünde etrafındaki toz ve tüyleri çekmesiydi. O bunu bilmese de bugün statik enerji olarak bildiğimiz olguyla karşılaşmıştı. İzleyen yüzyıllar boyunca tüm dünyadaki bilimciler bu elektrik biçiminin yanı sıra mıknatıslar ve manyetizma üzerine deneyler yaptı. Elektrik ve mıknatıslar arasındaki bağlantı 19. yüzyıla kadar açıkça bilinemese de 17. ve 18. yüzyıllarda teknolojide önemli atılımlar yapılmıştı.
1800'ler ilerledikçe elektrik hakkında bilgi hızla arttı ve yenilikler hızla birbirini takip etti. 20. yüzyıl ufukta belirdiğinde pil ve ampul gibi birçok teknoloji zaman içinde daha da geliştirerek bugünkü yerini almıştı. Günümüzde bilimin karşısındaki zorluk çevre kirliliğine yol açmayan elektrik üretme yollarının bulunmasıdır.
Elektriğin keşfi ve hikayesi
Miletli Thales, kürke sürttüğü bir parça kehribarın etraftaki tüyleri çektiğini fark eder.
İngiliz hekim William Gilbert mıktanıs çekimi hakkındaki ünlü çalışmasını yayınlar.
İngiliz mucit Francis Hauksbee cam bir küre ve yün ip kullanarak statik enerji üretebilen bir cihaz geliştirir.
Pieter van Musschenbroe ve Ewald Goerg von Kleist birbirlerinden bağımsız olarak statik enerjiyi depolayan bir cihaz geliştirirler.
ABD'li bilimci Benjamin Franklin ipine anahtar bağlanmış bir uçurtmayı fırtınalı havada uçurur ve şimşeğin bir elektrik biçimi olduğunu kanıtlar.
İtalyan mucit Alessandro Volta, volta pili olarak bilinen ilk pili yapar. "Volt" birimine daha sonra onun adı verilir.
Danimarkalı fizikçi Hans Christian Ørsted mıknatısın bir pile bağlı yakınındaki bir kablodan etkilendiğini fark edince mıknatıs ile elektrik arasındaki ilişkiyi keşfeder.
İngiliz bilimci Michael Faraday, elektrik ve indüksiyon çemberli mıknatıs arasındaki ilişkiyi gösterir.
Joseph Henry'nin yaptığı bu cihazda, volta pili oluşturmak için aside konan iki metal levha kullanılır.
İngiliz mucit Joseph Swan akkorlu "elektrik lambasını" yapar. Düşünce ABD'li bilimci Thomas Edison tarafından geliştirilir ve ampul ortaya çıkar.
Surrey bölgesinde İngiliz şehri Godalming, sokaklarına elektrik aydınlatması sağlayan kablolar döşeyerek gaz lambası dönemini sona erdirir.
Bilimciler su gücünün elektrik üretiminde kullanılabileceğini fark edince bu enerjiyi kullanabilmek için barajlar ve hidroelektrik santral inşa etmeye başlar.
Sırp – Amerikalı buluşçu Nikola Tesla elektriği uzak mesafelere taşıyan bir bobin geliştirir. Bu, elektriğin yayılmasına yardım eden çok önemli bir buluştur.
Sıvı su gibi buhar da, Charles Patton tarafından yapılan türbin gibi cihazlar vasıtasıyla elektrik üretiminde kullanılır.
Bilimciler atomun, suyu ısıtmak için enerji kaynağı olarak kullanılabileceğini – kontrollü nükleer tepkimelerde – ve bu sayede elektrik üretilebileceğini keşfeder. 1951'de ilk nükleer enerji istasyonu ABD'nin Idaho eyaletindeki Arco'da inşa edilir.
Enerji üretiminde eski yöntemlerin yarattığı kirlilikten duyulan endişe, rüzgar türbinleri gibi "yeşil" teknolojilerin geliştirilmesine yol açar.