Avokadoda keşfedilen bileşik tip 2 diyabeti azaltabilir

Sadece avokadoda bulunan bir yağ molekülü, farelerdeki araştırmalara göre, insülin duyarlılığının güçlendirilmesinde önemli bir rol oynuyor. Bu nedenle avokadolar sadece bir diyete lezzetli bir katkı olarak düşünülmemeli; insülin direncini güvenli bir şekilde azaltabilecek yağ molekülü içerdiği bilinmelidir.

Kanada'daki Guelph Üniversitesi'nden araştırmacılar tarafından yapılan bir araştırma, sadece avokadoda yer alan bu bileşiğin, farelerde tip 2 diyabetin ayırt edici özelliğini engelleyebileceğini veya önleyebileceğini öne sürüyor.

Ekip ayrıca bu bileşiğin güvenliğini insanlar üstünde de test etti. Molecular Nutrition & Food Research dergisinde bulgularının bir özetini yayınladılar. Yazının devamını inceleyebilirsiniz.

Tip 2 diyabet sorunu

Tip 2 diyabet vücudun kandaki glikoz veya şekeri sorunsuz bir şekilde işlemesini önler. Şeker hastalığı olmayan kişilerde, bu işlem pankreas hormonu insülininin yardımı ile gerçekleşir. Şeker hastalığı olan insanlarda ise vücut ya hormonu yeterince üretmez ya da etkili bir şekilde kullanamaz.

Her iki tip diyabette de kanda çok fazla glikoz birikir, bu sağlıksız durum – iyi yönetilmezse – kalp hastalığı, felç ve böbrek veya sinir hasarı gibi bir dizi ciddi sorunlara neden olacaktır.

Sağlıklı beslenme ve egzersizi soruna çözüm olarak savunuyoruz, ancak bu bazı insanlar için kolay değil. Bunu yıllardır biliyoruz ve obezite ve diyabet hala önemli bir sağlık sorunudur.

Nawaz Ahmed, makalenin baş yazarı

Profesör Paul Spagnuolo tarafından yönetilen Guelph Üniversitesi'nin araştırması, özellikle insülin direncini inceledi.

Araştırmanın yazarlarına göre, insülin direnci, hücrelerdeki mitokondrinin yağ asitlerini oksidasyon yoluyla yeterince yakamadığı zaman ortaya çıkar. Diyabette bu oksidasyon eksiktir.

AvoB ile tanışın

Söz konusu bileşik, avocatin B veya AvoB olarak adlandırılan bir yağ molekülüdür.

Deneyde araştırmacılar obezite ve insülin direncini artırmak için 8 hafta boyunca farelere yüksek yağ diyeti uyguladılar. Ardından, ekip önümüzdeki 5 hafta boyunca AvoB'yi farelerin yarısının diyetine ekledi.

13 haftanın sonunda, AvoB tüketen fareler, diğerlerinden daha yavaş bir şekilde kilo almış ve insülin duyarlılığı da artmıştı.

Araştırmacılar AvoB'nin iskelet kası ve pankreastaki eksik mitokondriyal yağ asidi oksidasyonuna yönelik çalıştığı, yağların tam oksidasyonunu sağladığı ve böylece kemirgenlerin insülin duyarlılığını artıran glikoz toleransı ve kullanımına yol açtığı sonucuna varmıştır.

AvoB'nin güvenilirliği

İnsanlarda yapılan ayrı, double-blind, plasebo-kontrollü bir klinik çalışmada araştırmacılar, ortalama bir Batı diyetiyle birleştirilmiş 60 günlük AvoB kullanımının etkilerini araştırdılar.

Dozajlar 50 miligram (mg) veya 200 mg idi. Deney sonunda araştırmacılar, insanların bu bileşiği iyi tolere ettiklerini gözlemledi. Ekip, karaciğerde, kaslarda veya böbreklerde olumsuz bir etki bulmadı ve doza bağlı toksisite belirtisi de gözlemlenmedi.

Çalışmanın yazarları bunu istatistiksel olarak önemsiz bulsa da, katılımcılar arasında kilo kaybı da gözlemlenmişti.

Sıradaki ne?

Spagnuolo ve ekibi, AvoB'nin insanlardaki etkinliğini değerlendirmek için klinik deneyler tasarlıyorlar ve AvoB'yi toz ve hap formlarında, belki de gelecek yıla kadar satışa sunabilmek için gerekli izinleri almaya uğraşıyorlar.

Ne yazık ki, sedanter yaşam süren avokado sevenler için Spagnuolo, yalnızca avokado yemenin, potansiyel faydaları elde etmeyi güçleştireceğinin altını çiziyor.

Bu bileşiğin miktarı meyveden meyveye değişmektedir ve halen vücudun avokadodan nasıl yararlandığı tam anlamıyla belli değildir.

Muhakkak önümüzdeki birkaç yıl içinde yapılacak daha fazla araştırma, AvoB'nin doğru bir diyabet yönetimi bulmacasının eksik bir parçası olup olmayacağını ortaya çıkaracaktır.