İspanyol gribi nedir? Tarihin en büyük virüs salgını

Yazar Burcu Kara
İspanyol gribi

Tarihin en ölümcül 1918 İspanyol gribi salgını, Türkiye dahil dünya çapında tahmini 500 milyon insanı — gezegenin nüfusunun yaklaşık üçte birini – enfekte etti ve toplamda 20 milyon ila 50 milyon insanı öldürdü. 1918 gribi hızla dünyaya yayılmadan önce Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri ve Asya'nın bazı bölgelerinde görüldü. O zaman, bu katil grip suşunu tedavi etmek için etkili ilaçlar veya aşılar yoktu. Vatandaşlara maske takmaları emredildi, okullar, tiyatrolar ve işletmeler kapatıldı ve bedenler derme çatma morglara yığıldı.

Grip nedir?

Grip, solunum sistemine saldıran bir virüstür. Grip virüsü oldukça bulaşıcıdır: Enfekte bir kişi öksürdüğünde, hapşırdığında veya konuştuğunda, solunum damlacıkları üretir; havaya bulaşır ve daha sonra yakındaki herkes tarafından solunabilir.

Ek olarak, üzerinde virüs olan bir şeye dokunup ağzına, gözlerine veya burnuna dokunan bir kişi enfekte olabilir.

1918 İspanyol grip salgını sırasında, birçok ülkede sağlık görevlileri, işletmelerin kademeli vardiyalarla açılıp kapanmasını emrederek, metrolardaki aşırı kalabalıklaşmayı önledi ve gribin bulaşma hızını yavaşlatmaya çalıştı.

Grip salgınları her yıl meydana geliyor ve kısmen hangi virüs türünün yayıldığına bağlı olarak farklı düzeyde şiddet gösteriyor (grip virüsleri hızla mutasyon geçirebilirler).

Ayrıca bkz: Tarihteki en ölümcül virüs salgınları

Grip mevsimi

Türkiye gibi ülkelerde sonbaharda başlayan grip mevsimi genellikle kışa kadar uzanıyor ve tipik bir yılda 40.000'den fazla insan griple ilgili komplikasyonlar nedeniyle hastaneye kaldırılıyor. Her yıl yüzlerce vatandaşımız grip nedeniyle ölüyor.

Küçük çocuklar, 65 yaş üstü kişiler, hamile kadınlar ve astım, diyabet veya kalp hastalığı gibi belirli tıbbi rahatsızlıkları olan kişilerde zatürre, kulak ve sinüs enfeksiyonları ve bronşit gibi griple ilişkili komplikasyon riski daha yüksektir.

İspanyol gribi gibi salgınlar, insanların çok az veya hiç bağışıklık taşımadığı öldürücü yeni bir virüs türü ortaya çıktığında ve dünya genelinde hızla yayıldığında yaşanıyor.

İspanyol gribi belirtileri neydi?

ispanyol gribi virüsü görüntüsü h1n1
İspanyol gribi virüsü (H1N1) görüntüsü

1918 salgınının ilk dalgası grip mevsimi olan ilkbaharda meydana geldi ve genellikle hafifti. Titreme, ateş ve yorgunluk gibi tipik grip semptomları yaşayan hastalar genellikle birkaç gün sonra iyileşiyordu ve bildirilen ölüm sayısı düşüktü.

Bununla birlikte, aynı yılın sonbaharında ikinci, oldukça bulaşıcı bir grip dalgası intikal etti. Semptomlar başladıktan sonra mağdurların derileri maviye dönüyor ve akciğerleri, boğulmalarına neden olan sıvı ile doluyordu. Çoğu birkaç saat veya gün sonra ölüyordu. Sadece bir yılda çoğu ülkedeki ortalama yaşam süresi 12 yıl azaldı.

6 ayda en az 30 milyon insanı öldüren virüs insanlığın sonunun geldiğini düşündürdü.

İspanyol gribi nereden başladı?

ispanyol gribi hastane görüntüsü
Hastaneler çoğu hastaya hizmet veremedi

Küresel salgına neden olan İspanyol gribi virüsünün nereden geldiği kesince bilinmemektedir; ancak grip ilk olarak Avrupa, Amerika ve Asya bölgelerinde gözlendi ve bundan sonra birkaç ay içinde dünyanın hemen hemen her yerine yayıldı.

1918 İspanyol gribi tek bir ülkede görülmemesine rağmen, İspanya'nın hastalıktan çok etkilenmesi ve diğer Avrupa ülkelerinin savaş haberleri ile meşgul olması virüsün dünya çapında İspanyol gribi olarak tanınmasını sağladı (İspanya kralı XIII. Alfonso'nun bile grip olduğu anlaşıldı).

1. Dünya Savaşı'nda yer alan ülkelerin, savaşın son bulmaya yaklaştığı bu zamanlarda birbirlerine halklarının ne kadar bitap düştüğünü haber etmek istememeleri nedenlerden ikincisidir. İspanya, savaşta yer almadığından ölüm sayısını açıklayan ilk ülke oldu. 1. Dünya Savaşı hükümetleri ayrıca halihazırda savaştan bıkmış kendi halklarının moralini de daha fazla düşürmek istemiyordu. Gerçeklerin halktan gizlenmesi virüsün yayılmasını kolaylaştırdı.

İspanya bu virüse ünlü bir opera şarkısının adı olan "Napoli Askeri" dese de ABD ve Avrupa basını "İspanyol gribi" adını kullandı. Şarkı o kadar popülerdi ki virüs gibi yayılmıştı.

Tam kökeni bilinmese de dönemin tarihçileri virüsün İber Yarımadası'ndan başladığına inanıyordu. Ardından uzun yıllar boyunca tıp tarihçileri ve epidemiyologlar, salgının Fransa'nın Étaples kentindeki bir İngiliz üssünde veya ilk Amerikan vakalarının Mart 1918'de kaydedildiği Kansas'taki Fort Riley'de başlamış olabileceğini varsaydılar.

Daha yakın zamanda uzmanlar üçüncü bir hipotez önerdi: İspanyol gribi 1917'nin sonlarında Kuzey Çin'de bir yerde başlamıştı ve Fransız ve İngiliz hükümetlerinin savaş zamanı ihtiyaç duyduğu iş gücünü Çin'den gelen 140.000 işçi ile karşılamaya çalışmaları virüsü hızla Batı Avrupa'ya taşıdı

Kaç insan öldü?

Bu virüs salgınının alışılmadık bir yönü, I. Dünya Savaşı askerleri de dahil olmak üzere daha önce sağlıklı olan birçok genç insanı — normalde bu tür bulaşıcı hastalıklara dirençli olan grup — etkilemesiydi.

Öyle ki, İspanyol gribi, I. Dünya Savaşı'nda muharebede ölen askerlerden daha fazla sayıda asker öldürmüştür. Çoğu ülke donanması yüzde kırkları aşan oranda grip olurken, kara orduları yüzde 30'dan fazla oranda hastalandı ve kalabalık gemiler ve trenlerle dünyayı dolaşan birlikler bu katil virüsün daha da yayılmasına neden oldu.

İspanyol gribine atfedilen ölüm oranının dünya çapında 20 milyon ila 50 milyon insan olduğu tahmin edilse de, diğer tahminler 100 milyon insan gibi daha yüksek bir ölüme işaret eder — dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 3'ü. Birçok yerde tıbbi kayıt tutulmaması nedeniyle kesin ölüm sayısını bilmek imkansızdır.

Zira İspanyol nezlesinin dünyada neredeyse görülmediği yer yoktu — Zamanın ABD devlet başkanı Woodrow Wilson'ın 1. Dünya Savaşı'nı sona erdiren Versay Antlaşması'nı müzakere ettiği dönemde gribe yakalandığı bildirilmiştir.

Osmanlı Padişahı V. Mehmet Reşat, İspanyol gribinden öldü. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, 1919 Şubat ayında, Samsun'a çıkmadan birkaç ay önce gribe yakalandı. Atatürk, gripten vefat etseydi bugün Türkiye olmayacaktı.

İspanyol gribi ile mücadele

Boyunlarında eski bir "koca karı" metodu olan kafur torbası taşıyan çocuklar
Boyunlarında eski bir "koca karı" metodu olan kafur torbası taşıyan çocuklar

İspanyol gribi salgını başladığında, doktorlar ve bilim adamları neyin bu virüse neden olduğu veya nasıl tedavi edileceğini bilmiyordu. Bugünün aksine, grip aşıları veya antiviraller yoktu. (İlk lisanslı grip aşısı 1940'larda Amerika'da ortaya çıkmıştır. Sonraki on yılda, aşı üreticileri gelecekteki salgınları önlemeye yardımcı olacak yeni aşılar ürettiler).

Tüm bunların üzerine, hastalara bakan sağlık personelinin de virüse yakalanması duruma zorlaştırdı. Bazı bölgelerdeki hastaneler grip hastaları ile o kadar dolup taştı ki, okullar, özel evler ve diğer binalar, bazılarında tıp öğrencilerinin çalıştığı geçici hastanelere dönüştürülmek zorunda kalındı.

Bazı ülkelerde yetkililer karantina kararı aldı, vatandaşlara maske takmalarını ve okullar, kiliseler ve tiyatrolar da dahil olmak üzere halka açık yerleri kapatmalarını emretti. İnsanlara el sıkışmaktan kaçınmaları ve evlerinde kalmaları tavsiye edildi; kütüphaneler ödünç kitap vermeyi durdurdu ve tükürmeyi yasaklayan yasalar çıkarıldı. Osmanlı ise okulları kapatma kararı aldı.

Salgın sırasında birçok ülkede izciler, sokakta tükürdüklerini gördükleri insanlara yaklaştılar ve onlara "Sıhhi Yasayı ihlal ediyorsunuz" diyen kartlar verdiler.

Grip toplumlara yoğun hasar verdi

İspanyol gribi kimi ailelerin soylarına son verdi, sayısız dul ve yetimi ardında ağır bir insan yükü ile bıraktı. Cenaze salonları taşmış ve cesetler yığılmıştı. Birçok insan kendi aile üyeleri için mezar kazmak zorunda kaldı.

Grip, ekonomiye de zarar verdi. Türkiye gibi ülkelerde birçok işletme çalışanları hasta olduğu için kapatma kararı almak zorunda kaldı. Gripli işçiler nedeniyle posta teslimi ve çöp toplama gibi temel hizmetler durdu.

Bazı yerlerde ekinleri hasat edecek yeterli tarım işçisi kalmadı. İl sağlık birimleri dahi iş yapamaz hale geldi. Bu da İspanyol gribine dair halkın bilinçlendirilmesi ve sorularına cevap bulması çabalarını engelledi.

İspanyol gribi salgını sona erer

1919 yazında grip salgını sona erdi, çünkü enfekte olanlar ya öldü ya da virüse bağışıklık geliştirdi.

Yaklaşık 90 yıl sonra, 2008'de bir araştırma grubu, İspanyol gribini bu kadar ölümcül kılan nedenleri keşfettiklerini açıkladılar: Üç gen grubu virüsün kurbanın bronşiyal tüplerini ve akciğerlerini zayıflatmasına neden olmuş ve bakteriyel zatürreye yol açmıştı.

1918'den sonra, aynı düzeyde ölümcül olmasa da, başka virüslü grip salgınları da görüldü. 1957'den 1958'e kadar bir başka grip salgını dünya çapında yaklaşık 2 milyon insanı öldürdü ve 1968'den 1969'a kadar görülen yeni bir salgın 1 milyon insanı daha öldürdü.

2009-2010 yılları arasında meydana gelen H1N1 (veya "domuz gribi") salgını sırasında dünyada 18.000 ve Türkiye'de 600'den fazla Türk vatandaşı ölmüştür. Günümüzde yaşanan salgınlar İspanyol gribine veya "unutulmuş salgına" yeniden dikkat çekti. Birinci Dünya Savaşı'nın ölümcüllüğünün gölgesinde kalması, hükümetlerin haber yasağı koyması ve geniş ölçüde kayıt tutulmaması nedeniyle üstü örtülmüştür.

Virüsün gen dizilimi hiç bilinememişti

2005 yılında araştırmacılar 1918 virüsünün gen dizisini başarıyla bulduklarını açıkladılar. Virüs, Alaska'da permafrost içinde gömülü bir grip kurbanının vücudundan ve o dönemde hastalanan Amerikan askerlerinden elde edildi.

İki yıl sonra, virüs maymunlara bulaştırıldı ve salgın sırasında gözlenen semptomları sergiledikleri görüldü. Çalışmalar, maymunların "sitokin fırtınası" olarak bilinen bağışıklık sisteminin virüse aşırı tepki vermesi sonucu öldüğünü gösterdi. Bilim adamları şimdi benzer bir aşırı bağışıklık sistemi reaksiyonunun 1918'deki sağlıklı genç yetişkinleri öldürdüğüne inanıyor. Zira virüs sadece 65 yaş altındaki çoğunluğu genç olan 20 ila 40 yaş arasını etkilemiştir.