Tarihteki en ünlü hırsızlar

Yazar Ali Artur
Kray Kardeşler
En ünlü hırsızlar

Ahlaki beklentilerimizi baltalıyor olsa da hepimiz zekice kurgulanmış ve baş rol oyuncusunu umarsızca desteklediğimiz soygun filmlerini izlemeyi severiz. Sinema bize tarihin bazı en çok tanınan hırsızlarını kurgulayıp sundu. Ancak gerçek hayatta bize beyaz perdede sunulandan daha fazlası var. Tarih sayfaları inanılmaz derecede başarılı ve bir o kadar da merhametsiz hırsızlar ile dolu. Bu insanlar ile yüz yüze görüşmek istemeyecek olsak da; yeteneklerini inkar edemeyiz. Bu makalemizde tarihe adını yazdırmış hırsızları anlatacağız; okurken cüzdanınıza sahip çıkın.

Tarihe geçmiş en ünlü hırsızlar

Doris Payne

Tarihteki en ünlü hırsızlar arasında Doris Payne

Doris Payne, yaşayan en kötü şöhretli mücevher hırsızlarından biridir. Kült bir figür haline gelen Doris Payne'in en şöhretli soygunun hikayesi de dahil olmak üzere altmış yıllık suç faaliyetleri hayat hikayesini anlatan 2013 belgeselinde ölümsüzleştirildi. En büyük icraatı 1970'lerde Monte Carlo'da 500.000 $ değerinde 10 karatlık bir elmas yüzüğü çalmasıdır. Genellikle kendini zengin bir müşteri olarak tanıtır, bulunduğu bölgedeki mücevher satıcılarına önceden kurguladığı plana göre hareket eden suç ortakları gönderir ve işletme sahiplerine kendisinden bahsetmelerini ister.

Mücevher mağazalarının sahipleri ile görüşen suç ortakları Doris Payne'in zengin bir alıcı olduğundan ve mücevherleri yakından görmek istediğinden bahseder ve onları ikna eder. Bu yöntemle birçok eyalette hırsızlık yapan soyguncu temelde karşısındaki insanların boş anlarından faydalanarak çalmak istediği mücevherleri çantasına atıp kaçması ile bilinir. 2011 yılında 80 yaşında iken aynı yöntem ile 1 karatlık elmas bir yüzüğü çalmak isterken suç üstü yakalandı. Kuzey Carolina'da 33.000 dolarlık bir elmas yüzüğü çaldığından da şüpheleniliyor.

Derek "Bertie" Smalls

Tarihteki en ünlü hırsızlar arasında
Derek Bertie Smalls

1960'lar ve 1970'ler de İngiltere silahlı soygunlarda zirve çağını yaşıyordu ve Derek Smalls bu oyunun zirvesine tahtını kurmuştu. 15 yaşından beri kendisini suç hayatına adayan Derek'in en büyük icraatı "pièce de résistance" soygunudur. 1970 yılından "Barclay's Bank" şubesine silahlı baskın yaparak 270.000 sterlin değerindeki parayı çaldı. O dönem için bu meblağdaki para bir banka şubesinin kasasında saklana bilinecek en yüksek miktardı. Olay sonrasında bulunduğu Doğu Londra'dan kaçarak Paris'e gitti, oradan da kendisini yakalatmak için peşine düşen gazetecilerden kurtulmak adına Costa Del Sol'a kaçtı.

Smalls nihayet 1974 yılından Britanya polisine teslim oldu ve yeraltı dünyasındaki diğer suçlular aleyhine tanıklık yapmak ve onları yakalatmak için muhbir olarak dokunulmazlık aldı. Bundan sonraki dönemde hayatını muhbir olarak devam ettiren Smalls, yakalanmaları dahilinde başlarına büyük ödüller konulan gangsterleri yakalatarak para ödüllerini aldı. Bunlar arasında en bilinen ve en büyüğü "Kray" ikizleridir. Bu iki kardeşi yakalatan Smalls yaklaşık 1 milyon sterlin para ödülünü aldı. Gelmiş geçmiş en büyük muhbirlerden biri olarak tanılan Smalls doğal nedenlerle hayatını kaybeden nadir muhbirler arasına girdi.

Carl Gugasian

Tarihteki en ünlü hırsızlar arasında  carl gugasian

İstatistik ve olasılık alanında doktora sahibi ve "Ivy League" eğitimli bir subay olan Carl Gugasian suç dünyasında kariyer yapmayı muhtemelen düşünmemişti. Küçük yaşta bir dizi sahte soygun planladıktan sonra ilk icraatında yakalanmış ve hüküm giymiş bir çocuk suçlu olan Pennsylvania yerlisi Carl, ilk eyleminden sonra "Friday Night Bank Robber" adıyla kötü bir ün kazandı. Soygunlarını titizlikle planlamasıyla (daha rahat bir kaçış imkanı sağladığı için soygunlarının çoğu ormanların yakınındaki küçük kasaba bankalarıydı) ve soygunları gerçekleştirirken korkunç yüz maskeleri takmasıyla tanınan Carl sonunda yakalandı ve 2002'de tutuklandı.

Müteakip soruşturmayla işbirliği yaparak cezasının 115 yıldan 17'ye düşmesini sağladı. Carl şimdilerde diğer mahkumlara matematik öğretiyor. Onu şöhrete kavuşturan hikayesi ise çok büyük soygunlar yapması değildir. Zengin olmak ya da tek seferde büyük meblağlarda para çalıp kaçmayı planlamıyordu. Amacı ne kadar zeki olduğunu ispatlamaktı. Bir keresinde 4 gün peş peşe 4 farklı bankayı soydu. Planladığı programa yetişmek için bankalardan çaldığı paraları saklamaya bile vakti olmadığı için elde ettiği paraları bavullara atıp 4 gün sonra kendisine teslim edilmesi için özel kurumlara ait lojistik firmaları ile kendisine kargolamıştı.

Frank Abagnale Jr.

Tarihteki en ünlü hırsızlar arasında
Frank Abagnale Jr

2002'de Steven Spielberg ve Leonardo Di Caprio tarafından çekilen "Sıkıysa Yakala" filminde hayat hikayesi anlatılan ünlü dolandırıcı Frank Abagnale Jr. başarılı bir şekilde bir hava yolu pilotu, bir doktor, bir avukat ve bir hapishane memurunun kimliğine bürünmüş biriydi. Abagnale sonunda 1969'da Fransa'da tutuklandı ve ABD'ye iade edilmeden önce kısa bir hapis cezasına çarptırıldı (ayrıca İsveç'te altı ay daha hapis aldı). Kendisine 12 yıl hapis cezası verildi.

1974'teki şartlı tahliyesinin ardından bir güvenlik danışmanı olarak meşru bir kariyere başladı ve bankalara dolandırıcılıkla mücadele tedbirleri konusunda tavsiyelerde bulundu. Kısa zaman sonra kendisine ait "Abagnale & Asssociates" adında güvenlik firmasını kurdu. Günümüzde bu firma hala FBI ve diğer güvenlik kurumlarıyla yakın temas da çalışmaya devam ediyor. Ayrıca, başlangıçta onu yakalamakla görevlendirilen kişi olan FBI ajanı Joseph Shea ile yakın arkadaş kaldı. Shea 2005 yılında hayatını kaybetti.

Albert Spaggiari

tarihe geçmiş hırsızlardan Albert Spaggiari

Ölüm ilanlarında "şövalye" ve "stil sahibi" olarak tanımlanan Albert Spaggiari'nin hayatı kesinlikle bir "Dumas" romanı gibidir. Aşırı sağ milliyetçi görüşe bağlı eski bir paraşütçü olan Albert (Spaggiari'nin duvarında Adolf Hitler'in bir portresinin olduğu iddia ediliyordu), 1976'da silahlı soyguna kalkışmadan önce Şili istihbarat servisinde muhbir olarak çalışıyordu. Nice'deki "Société Générale" bankasından 100 milyon frank çalan Spaggiari, bir yıl sonra yakalandı ancak tutukluluğu uzun sürmedi.

Geçmiş dönemlerde beraber çalıştığı ve hala adı bilinmeyen bir suç ortağının yardımı ile polis nezaretinde iken kaçtı. Nasıl kaçtığı ise hala anlatılmaz. 1989'da boğaz kanserinden ölmeden önce hayatının geri kalanını Arjantin'de geçirdiği düşünülür. Banka soygunundan elde ettiği paralar hiçbir zaman bulunamadı veya geri alınamadı. Bu bakımdan da tarihe geçen nadir soygunculardan bir tanesidir.

Jesse James

tarihe geçmiş hırsızlardan Jesse James
Jesse James

Amerikan İç Savaşı döneminin efsanevi suçlusu Jesse Woodson James, türünün ilklerinden biriydi. Konfederasyon milislerine karşı savaştı ve çatışmalardan sağ çıkan birkaç arkadaşı ile beraber "James-Younger" çetesini kurdu. Çetesi ile beraber Texas gibi çok uzak eyaletlerde soygunlar gerçekleştirdi. Bu soygunların ortak noktası çoğunlukla kalabalıkların önünde gerçekleştirilmesiydi. Bu sayede ünü hızlıca yayıldı ve Robin Hood benzeri bir saygınlık kazandı.

James, 1882'de başka bir suçlu olan ve beraber suç ortaklığı yaptığı Robert Ford tarafından rezil şekilde vurularak öldürüldü. Robert Ford ise ardından 1892'de intikam eylemi sonucu vurularak öldürüldü. James yaşadığı süre boyunca özellikle Amerika'nın güneyinde halk kahramanı ve asi olarak tasvir edilmiştir. Suç hayatı boyunca aşırılığa kaçmamış eylemlerinde elinden geldiği kadar başka insanları öldürmemeye çalışmıştır. Gündüz vakti gerçekleştirdiği bir tren soygununda çaldığı paraların taşıyabileceğinden fazla olduğunu anlayınca kalan parayı trende bulunan yolcular arasında paylaştırmıştı.

Bill Mason

Bill Mason

Şahsına özgün bir beyefendi olan mücevher hırsızı Bill Mason, göz alıcı yüksek sosyete toplantılarına katılarak, gözüne kestirdiği zengin konuklarla sohbet eder ve sonra onları soyardı. Kariyeri boyunca yaklaşık 35 milyon dolar değerinde mücevher çaldığı tahmin edilen Mason bu şöhretine ek olarak Johnny Weissmuller'den olimpiyat madalyasını çaldı fakat bu eylem sonrası duygusal olarak baskı altında kaldığını ifade eden soyguncu sporcunun madalyasını iade etti.

2004 yılında The New York Times ile yaptığı röportajda suçlarının duygusal etkisinden, özellikle de kendi ailesinden pişmanlık duyduğunu ifade etti. Şans verildiğinde her şeyi tekrar yapıp yapmayacağı sorulduğunda ise "yapmayacağını" söyledi. Robert Goulet, Armand Hammer ve Phyllis Diller gibi ünlü isimler Mason'un gazabına uğrayan kişilerden bazılarıdır.

Veerappan

Veerappan

Bölücü figür Munisamy Veerappan Mallar daha yaygın olarak Veerappan adıyla bilinir. 2004'te Özel Kuvvet'in elinde ölmeden önce 30 yıl boyunca güvenlik güçlerine yakalanmadan Hint Ormanlarında haydut olarak yaşadı. Başlangıçta namı etkili bir kaçak avcı olarak yayıldı. Fildişi ve sandal ağacı kaçakçısı olan Veerappan'ın şiddet eğilimi kendisine kısa sürede kötü şöhret kazandırdı. Çok sayıda polis memurunu, kendine rakip olan bir kaçak avcıyı ve ayrıca polis muhbiri olduğundan şüphelendiği yerel sivili öldürdü. Veerappan 1990'ların sonlarında ve 2000'lerin başlarında ayrıca birçok yüksek profilli siyasi ve kültürel figürü kaçırdı ve fidye aldı.

Fakirlikten ya da sırf şöhret için şehir ve köylerden kaçan gençlere sığınma sağlar, onları asker gibi yetiştirirdi. Cenazesine binlerce kişi katılmasına rağmen, Hindistan'da oldukça tartışmalı bir figür olmaya devam ediyor. Onu şöhrete kavuşturan becerisi ise eylemlerini planlama yeteneğiydi. 2000 yılında Hindistan Ticaret Bakanı'nı yaşadığı evden kaçırdı. O sırada bulunduğu evin içerisinde ve civarında 60'ın üzerinde polis memuru ve özel güvenlik mensupları bulunuyordu. Bu olayı daha da ilginç yapan şey ise Veerappan'ın bu eylemi gerçekleştirmeden önce Ticaret Bakanı'na mektup gönderip kendisini kaçıracağı zamanı tam tarihi ile yazmış olmasıdır.

Vincenzo Peruggia

Vincenzo Peruggia

Yüzyılın en büyük sanat hırsızlığı olarak tanımlanan eylemin mimarı ve faili Vincenzo Peruggia. Ağustos 1911'de Paris'teki Louvre müzesine işçi kılığında girdi. Mona Lisa'yı çerçevesinden çıkardı ve bir bornozun altına saklayarak ön kapıdan çıktı. Bu eylemden iki yıl sonra tabloyu çerçevelemeye çalışırken yakalandı. Peruggia'nın bu kadar basit bir nedenle yakalanmış olması bazı tartışmalara konu oldu. Bazıları onun satılabilecek kopyalar üreten sahtekar Yves Chaudron ile anlaşma yaptığını iddia ederken, diğerleri tabloyu vatansever nedenlerle İtalya'ya iade etmek istediği için yakalandığına inanıyor.

Her iki durumda da Peruggia sadece bir yıl hapis yattı çünkü Birinci Dünya Savaşı sırasında İtalyan Ordusu'nda hizmet etti. Ezeli hırsız İtalya'da bir kahraman olarak kabul edildi. 1925'te 44 yaşında kalp krizinden öldü. Birçok komplo teorisinde ortak kanı orijinal tablonun hala zengin ve siyasi olarak tanınan bir ailede olduğu ve polisin bu işin peşini bırakması için ailenin orijinale yakın bir tablo yaptırıp bu sahte tablo ile Vincenzo'nun yakalanmasını sağlamasıdır. Bu sayede orijinal tabloya sahip olan aile asla gün yüzüne çıkmayacak ve siyasi olarak güçlü bu ailenin baskısıyla Vincenzo'nun cezası hafifletilecekti.

Natwarlal

Natwarlal

Başlangıçta ticaret avukatı olan Mithilesh Kumar Srivastava daha çok Natwarlal olarak bilinir. 50'den fazla takma ad geliştiren ve sanayicilerin paralarını gasp etmek için bir dizi yeni yol geliştiren Hintli bir dolandırıcıydı. Yetenekli bir sahtekar olan Natwarlal'ın en meşhur numarası bir hükümet yetkilisi olarak poz vermek ve Tac Mahal'i saf yabancılara satmaktı. Ayrıca Kızıl Kale, Rashtrapati Bhawan ve Hindistan Parlamento Binası gibi diğer Hint simge yapılarını Japonlara günü birlik kiraladığı söyleniyor.

Hırsızlık kariyeri boyunca defalarca hapisten kaçtı. Buna 1996'da 84 yaşında tekerlekli sandalyeye mahkumken bindirildiği Yeni Delhi tren istasyonundan kaçması dahildir. Ölümünün tarihi belirsiz. Natwarlal'ın avukatı 2009'da öldüğünü iddia ederken, kardeşi 1996'da yakıldığını ve öldürüldüğünü iddia ediyor. Ülkede efsanesi hala yaşamaktadır. Hindistan'da akıllıca düzenbazlık yapan birine 'Netwarlal' denir.