Batu Han: Cengiz Han'ın Torunu ve Altın Orda'nın Kurucusu

Batu, Cengiz'in en büyük oğlu Cuci'nin oğluydu ve bu yüzden Moğol toplumunun üst kademesinde doğdu.

Yazar Burcu Kara
batu han

Batu Han (y. 1205-1255), Cengiz Han'ın torunu ve Altın Orda'nın kurucusuydu. Batu, yetenekli bir Türk-Moğol askeri komutanıydı ve Çin'den İran'a kadar savaşlar verdi ve kazandı. Ancak en ünlü başarısı 1236-1241 yılları arasında Avrupa'ya yaptığı büyük Moğol seferleriyle Rusya, Polonya, Macaristan ve diğer ulus ordularını yok etmesiydi. Batu Han bundan sonra bir süre Moğol İmparatorluğu'nun kurucu Han'ı unvanıyla ulusun en güçlü adamı olarak görev yaptı.

Batu Han'ın İlk Yıllardı

Batu Han 1205 civarında doğdu. Bundan bir sene içinde Moğol Han'ı Temuçin kendisini tüm Moğolların hükümdarı ilan ederek Cengiz Han adını alacaktı (1206-1227). Batu, Cengiz'in en büyük oğlu Cuci'nin oğluydu ve bu yüzden Moğol toplumunun üst kademesinde doğdu. Ancak Cuci, rakip bir boyun Cengiz'in karısı Börte'yi kaçırmasından sonra doğmuştu, bu yüzden Cuci'nin gerçekten öz oğlu olup olmadığı Cengiz için bile belirsizdi. Yine de Batu, Büyük Kağan'ın torunu olarak muamele gördü.

Batu, Moğol İmparatorluğu'nun en büyük toprağını yönetme potansiyeline sahip oldu.

Batu'nun bir Türk-Moğol seçkini olarak doğması hayatının rahat olacağı anlamına gelmiyordu. Moğollar mevsime göre bozkır boyunca sürüleriyle hareket eden göçebe bir halktı. Taşınabilir çadırlarda yaşadılar. Moğol çocukları ata binmeyi doğumlarında öğrenir ve kısa süre sonra güreş ve okçuluk bilirdi. Çağdaş Moğol toplumunda hala değer gören bu özellikler, Cengiz'in son derece güçlü savaşçı bir ulus yaratmasına yardımcı oldu. Bu yetiştirilme tarzı ile Batu iyi eğitimli bir atlı oldu ve yetişkinliğe ulaştığında Moğol savaş taktikleri üzerine yetenek kazandı.

Ölümler Sonrası Moğolların Bölünmesi

Türk-Moğol İmparatorluğu'nun Cengiz Han ile Kuzey Çin'i ve tüm Türkistan'ı (Orta Asya'yı) fethedip Avrupa ve Orta Doğu sınırlarına adım attığı bir dönemde Cengiz topraklarını dört oğlu arasında paylaştırdı. Moğol geleneği gereği en büyük oğul Cuci anavatandan en uzak toprağı aldı. Cuci, Ural Nehri'nden başlayıp atının toynağının geçtiği en uç noktaya kadar gitti. Ancak Cuci, Cengiz'le aynı yıl öldü. Cengiz'in ailesi 1229'daki kurultay ile bölünmeyi resmileştirdi.

Cengiz Han'ın Moğol İmparatorluğu.
Cengiz Han'ın Moğol İmparatorluğu. Görsel: Arienne King (CC BY-NC-SA)

Cucu'nin 1227'deki ölümünün ardından Batu ve ağabeyi Orda, Cuci topraklarını kendi aralarında paylaştılar. Orda, Batu'nun Cuci'nin birincil halefi olması gerektiğini kabul etti ve bu nedenle otağını Moğol anavatanına yaklaştırırken, Batu otağını İdil'in batısına taşıdı. Türk-Moğol askerleri daha önce İdil'in ötesine geçmişti ancak bölgenin çok azı kalıcı Moğol egemenliğine girmişti. Batu Han şimdi Moğol İmparatorluğu'nun en büyük bölümünü yönetme potansiyeline sahipti.

Bu potansiyelin gerçekleşmesi ihtimali 1229'da henüz pek olası görünmüyordu. Geleneğe göre Cengiz, askerlerinin çoğunu en küçük oğluna bırakmış, diğer üç oğlunun her birine sadece 4.000 asker vermişti. Kurultay, Cengiz'in üçüncü oğlu Ögeday'ı (1229-1241) yeni Büyük Han seçti ve Ögeday Han, Kuzey Çin'in kalanını fethetmeye kararlıydı. Moğollar 1234'de Kin Hanedanı eyaletini yok ederken Batu Han oradaydı. Sonraki kurultayda Ögeday babasının izinden giden biri olacağını açıkça dile getirdi. Moğol ordusu artık tek bir düşmana saldırmayacak, bilinen dünyanın her yerinde cephe açacaktı. Güney Çin ve Kore'deki Song Hanedanlığı hedef alınacak ve Batu Han için en önemlisi de Avrupa'ya inilecekti.

100.000 Türk-Moğol askeri akın eder

Batu Han Avrupa harekatının komutasına verildi. Ögeday, Moğolları Avrupa'da asla unutulmayacak bir isim haline getirmek için 100.000'den fazla asker topladı ve Batu'nun emrine sundu. Toplananlar arasında ünlü general Subutay da vardı. Subutay, Cengiz Han'ın dört orlokundan yani mareşalinden biriydi. Orloklar gittikleri her yerde düşmana korku salardı. Subutay, hem kıskanılacak komuta deneyimi hem de Cengiz Han'ın zamanında Rusya'daki başarısı nedeniyle bu büyük seferin gerçek komutanı seçildi (Subutay 60 yaşında emekli olana dek 32 ülke fethetti ve 65 büyük savaş kazandı).

Türk-Moğolların Harezm İmparatorluğu'na karşı yürüttüğü seferde Cengiz'in dört orlokundan Subutay ve Cebe Noyan Azerbaycan ve Kafkaslar üzerinden Rusya'ya büyük süvari baskını düzenledi. Bu baskın Gürcü ordusunu yok etti ve Rus bozkırındaki yerleşim yerleri yağmalandı. Kumanlar ve birkaç Rus devleti yıkıcı Moğol baskınlarına son vermek için 1223'te ordularını birleştirdiler. Kalka Nehri Savaşı'nda Moğollar Rus ordularını yok etti ve Kievli III. Mstislav öldürüldü. Subutay bundan sonra artık baskın değil tam teşekküllü bir fetih harekatı yapılması kararını aldı.

Moğol Ordusu'nun 1223 Kalka Savaşı'nda Kievli Ruslara karşı zaferi.
Moğol Ordusu'nun 1223 Kalka Savaşı'nda Kievli Ruslara karşı zaferi. (Ressam Pavel Ryzhenko)

Ayrıca seferde Batu'nun kuzenlerinden birkaçı da vardı. Ögeday ailesinin gelecekteki lideri, Ögeday'ın oğlu Kadan sefer sırasında bir tümeni komuta etti. Gelecekteki Büyük Hanlar Güyük (1246-1248) ve Mengü (1251-1259) yine seferde mevcuttu. Cengiz Han'ın seferleri gibi, Avrupa'ya karşı başlatılan bu sefer bir aile meselesine dönüşecek ve tüm birleşik Moğol İmparatorluğu için türünün son örneği olacaktı.

Cesetten ve ateşten bir yol

Yetenekli komutanlar ve atlı okçulardan oluşan bu kudretli ordunun karşısında Avrupa'nın bölünmüş devletlerinin köylü birlikleri ve ağır zırhlı şövalyeleri vardı. Kalka Nehri Savaşı'ndan sağ kalanların anlattıkları da dahil, hikayesi ağızdan ağıza yayılan, Uzak Çin ve Pers krallarını kolayca devirmiş tanrının kırbacı bu ordu şimdi batıya doğru yol alıyordu. Avrupalı krallar ve prensler yarattıkları dehşet hakkında fikir sahibi olmuştu ancak gerçekte neyin yaşanacağını hayal edemiyorlardı.

Türk-Moğol ordusu 1236'da İdil'i geçti. İdil Bulgarları, Kıpçaklar ve Alanlar aynı yıl düştü. Haberi duyan yarı göçebe halkların yoldan çekilmesiyle Hristiyan Avrupa ufukta görünmeye başladı. Batu Han, Rus prenslerine elçiler gönderip Avrupa'ya karşı ittifak talep etti. Ancak reddettiler ve şehirleri sadece birkaç günde kuşatılıp yağmalandı. II. Yuri 1238'de Moğol ordusuna diz çökmeyi reddettiğinde ordusu yok edildi, şehri yakıldı ve ailesi katledildi. Rusya'nın geri kalanı, Smolensky (haraç yoluyla) ve Novgorod (mesafeden dolayı) dışında benzer kaderi paylaştı. Aynı yılın ilerleyen günlerinde Batu, Rus Ortodoksunun merkezi olan büyük Kiev şehrini yağmaladı ve Kırım'a baskın düzenledi. Sonraki yıllarda daha fazla Rus şehri düştü ve bunu son olarak 1240'ta güçlü Halych şehri izledi.

Üç yıllık Rus seferi etkileyiciydi ancak şimdi yaşanacak olanla karşılaştırıldığında hiçbir şeydi. Moğol ordusu hala taze, sağlam ve daha fazla akına hazırdı. Önlerinde Avrupa'nın gerçek ortaçağ krallıkları uzanıyordu: Zırhlı şövalyeler, Baltık'tan gelen haçlılar ve Avrupa'nın en büyük krallıklarından bazıları. Polonya, Bohemya, Almanya ve Macaristan'daki devletlerin orduları Moğollardan daha güçlü olabilirdi ancak tıpkı Rus boyları gibi parçalanmıştı. Moğol ordusu her birine teker teker saldırırsa kolay bir zafer elde edecekti. Hatta bunu başarmak için tüm orduya bile ihtiyaç duymadıklarını fark ettiler.

Batu Han ve Subutay, bir sonraki sefer için bilgi toplamak adına Avrupa'ya casuslar gönderdi. Subutay son derece usta bir taktik adamı olarak Moğol ordusunu üç birime böldü ve tek bir düşmana değil tüm Avrupa'ya üç çatallı bir saldırı hattı çizdi. Planda sadece ilk iki kol Avrupa'nın dikkatini çekecek ve üçüncü ve aslında en güçlü kol Doğu Avrupa'daki en büyük ulusa akın edecekti.

Aldatmaca amacıyla gönderilmiş olsa da ilk iki kol kuzeydoğu ve güneydoğu Avrupa'yı harap etti. Birinci grup Ögeday'ın oğulları Kadan ve Baydar tarafından yönetildi. Polonya'yı işgal ettiler ve 1241'de Legnica Muharebesi'nde (Liegnitz) Silezya Dükü II. Henry ile Cermen Şövalyelerinin lideri tarafından toplanan orduyu yok ettiler. Ordu daha sonra Polonya kırsalını yerle bir ederken aynı zamanda yakındaki Bohemya ordusunu taciz ederek güneye ulaşmasını engelledi. İkinci gruba Güyük Han liderlik etti ve Karpat Dağları'nı geçerek Transilvanya'ya ulaştı, buradaki orduları mağlup etti ve kırsal bölgelere akın etmeye başladı.

Seferin ana kolu olan üçüncü grup doğrudan Batu Han ve Subutay tarafından yönetiliyordu. Avrupa'daki en büyük düşman olan Macaristan ile çatışmak için Tuna Nehri'ni takip ettiler. Macaristan, Moğollardan kaçan mülteci Kumanları korumakla kendisini Moğollarla çatışmaya sokmuştu. IV. Bela'nın ordusu 1241'de Mohi Muharebesi'nde Batu ve Subutay ile karşı karşıya geldi. En az 15.000 Türk-Moğol atlısı karşısında yaklaşık 50.000 Macar vardı. Yine ve yeniden Moğol güçleri zafer kazandı: Macar ordusu 10.000 kayıp verirken Moğollar sadece 200 kayıp verdi.

Bela peşinde Moğol atlılarıyla Hırvatistan'a kaçtı. Moğollar Macaristan'ı harap ettiler ve Macar nüfusunun %15-20'sini öldürdüler. Doğu Avrupa düşmüştü, Moğol askerleri Adriyatik'e ayak bastı ve Avrupa'nın geri kalanı Moğol ordularına açıldı. Yine de tam o esnada herkes birden geri çekildi; Moğolistan'dan haber geldi: Ögeday ölmüştü.

Başa getiren

Büyük Han ölünce Moğol yasası gereği han ailesinin anavatanına dönmesi gerekliydi. Birçoğu Avrupa'da sefer yürüten tüm büyük hanlar Ögeday'dan sonra kimin geleceğine karar vermek için yurtlarına döndüler. Cengiz ailesinin Cuci kolunun başı olarak Batu Han'ın hak iddiası vardı. Ögeday'ın dul eşi ve Güyük'ün annesi Büyük Hatun Turakine Batu'yu otağına davet etti ancak Batu belki bir tuzaktan şüphelenerek kendi bölgesinde kaldı ve kurultayı birkaç yıl geciktirdi. 1246 geldiğinde Güyük bir sonraki Büyük Han ilan edildi.

Batu Han, Moğol İmparatorluğu'nun batı kolunun fiili kurucusu oldu.

Batu Han daha sonra Moğol İmparatorluğu'nun batı bölgelerinin fiili hükümdarı halini aldı. Yeni Rus prenslerini Altın Orda'nın vasalları yaptı. Avrupa, Kafkaslar ve İran'a Moğol yetkililer ve valiler atadı. Buna rağmen Güyük, Batu'ya güven duymuyordu ve bir ordu toplayarak Moğolistan'dan batıya yol aldı. Cengiz'in en küçük oğlu Tuluy'un dul eşi Sorgaktani Hatun, Batu'yu Güyük'ün ona yaklaştığına dair uyardı. Güyük, Batu'yu otağına çağırdığında Batu süreci geciktirdi ve Güyük ölene kadar bahaneler uydurdu.

Sorgaktani Hatun veya Sorgaktani Beki (Beki, Türk-Moğollarda soylu kadın unvanı) akıllıca bir hamle yapmıştı. Hem Batu Han'ın teşekkürünü kazanmış hem de oğlu Mengü şimdi Batu Han ile ittifak olmuştu. Şaşırtıcı bir hareketle Batu geleneğe ters şekilde Moğol'un merkezinde değil Rusya'daki topraklarda kurul çağrısı yaptı. Kurultayda önce Büyük Han konumu Batu'ya teklif edildi ancak Batu bunu reddetti ve Mengü'yü seçti. Cuci ve Tuluy kolları yeni Han'ı kabul etti

Ancak muhtemelen bir şeyden şüphelenen Batu Moğolistan'da ikinci bir kurultay çağrısı yaptı. Ailenin diğer iki kolu olan Ögedaylar ve Çağataylar kurultaya katılmayı reddettiler. Bunun üzerine Mengü 1251'de dördüncü Büyük Han olarak ilan edildi. Batu karara uydu ancak Ögedaylar ve Çağatayları cezalandırmak için önde gelen bir Çağataylı olan Buri'yi öldürttü. Mengü şimdi Büyük Han'dı ancak Batu Han onu başa getirendi.

Altın Orda'nın kuruluşu

Şimdi Türk-Moğollar arasında saygınlığının zirvesinde olan Batu Han, Rusya üzerindeki hakimiyetini pekiştirmeye devam ediyordu. Rus prens ayaklanmalarını bastırdı ve prensleri daha da sıkı bir vasallık altına aldı. Batu, Altın Ordu Devleti için idari başkent olarak İdil yakınlarında Saray şehrini kurdu. Vasallarından bolca haraç aktı ve gelecekteki seferler, baskınlar ve fetihlere zemin hazırladı. Onun soyundan gelenler gelecekte Rusya bozkırını buradan yönetmeye devam edecekti.

Batu Han 1255 yılında öldüğünde Altın Orda yönetimi oğlu Sartak'a (1256) geçti. Altın Orda, Rusya'yı 200 yıl kontrol etmeye devam etti. Bu süreç MS 16. yüzyılın ortalarındaki Korkunç İvan'ın (1533-1584) hükümdarlığı ile bitti ve Altın Orda'dan doğan Kırım Hanlığı 19. yüzyıla kadar Kırım'da hayatta kalmayı sürdürdü. Hayatı boyunca Çin'den Macaristan'a kadar giden Batu Han en büyük izini ve mirasını Moğolistan ve Rusya halkları üzerinde bıraktı.