Arkeolojinin Ortaya Çıkış Hikayesi ve Ünlü Arkeologlar

Arkeoloji zaman alan bir çalışma olduğundan bir arkeoloğun bir atılım yapması veya bir alanı keşfetmesi yıllar süren bir emek ister.

arkeoloji
Sanatçı: Dion MBD

Arkeoloji oldukça geniş bir konu ve tanımı daima değişebiliyor ancak geniş anlamıyla, geçmiş insanların ve toplumlarının kültür ve tarihinin, materyal kalıntıları yani alet, ören ve çanak çömlek ortaya çıkarılarak incelenmesidir. Arkeoloji ve tarih farklı konular olsa da ortak noktaları var ve sürekli olarak birbirleriyle çalışıyor. Tarihçiler geçmiş hakkında bilgi edinmek için kitapları, tabletleri ve diğer yazılı bilgileri incelerken, arkeologlar bu tür öğelerin kaynağını ortaya çıkarır, tarihlendirir, izini sürer ve böylece kültürü fiziksel boyutuyla öğrenmeye odaklanır.

Arkeoloji nedir?

Akropolis Müzesi altında bir kazı. Klasik çağlardan Geç Antik Çağ'a kadarki binaların katmanlarını içeren bu alan Atina kentinin tarihini barındırıyor.
Akropolis Müzesi altında bir kazı. Klasik çağlardan Geç Antik Çağ'a kadarki binaların katmanlarını içeren bu alan Atina kentinin tarihini barındırıyor.

İnsanlık tarihinin çoğu tarih öncesinden (yazılı kayıttan önce) oluştuğu için arkeoloji geçmişi anlamada önemli rol oynuyor. Farklı çevreler ve iklimler maddelerin hayatta kalmasına yardımcı olur veya engeller, örn. papirüsün sıcak ve kuru çölde binlerce yıl dayanması ve nemli koşulda bozulması gibi. Bataklık gibi sulu koşullar ahşap gibi organik materyali koruyabiliyor ve su altı kalıntıları dalış ekipmanı ile kazılıyor.

Yeri kazmaktan laboratuvarda numune test etmeye kadar her yerde uygulanan arkeoloji, geniş kapsamlı bir disiplin ve birçok uzmanlık alt bölümüne sahip. Arkeolojinin hızla genişleyen iki alanı deneysel arkeoloji ve etnoarkeolojidir. Deneysel arkeoloji, cam yapımı veya Mısır birası mayalama gibi antik teknikleri gerçeğine uygun şekilde canlandırmakla ilgileniyor. Etnoarkeoloji ise modern etnik toplulukların nasıl avlandığını, çalıştığını ve yaşadığını anlamak için onların arasında yaşamayı kapsıyor. Arkeologlar bu bilgileri kullanarak antik toplulukları daha iyi anlamayı umar.

Arkeoloji nasıl ortaya çıktı?

arkeolojik kazı

İlk bilimsel arkeolojik kazının ABD, Virginia'da Thomas Jefferson tarafından yapıldığı söylenir.

Akademik yönü, kariyeri ve bir üniversite konusu olarak arkeoloji oldukça yeni bir alan. Ancak geçmişe ilgi yeni değil. İnsanoğlu her zaman tarihiyle ilgilendi. Çoğu kültürün uzak atalarını açıklayan bir söylencesi veya öyküsü vardır. Antik hükümdarlar bazen antik kalıntıları topladılar veya antik anıtları ve binaları yeniden inşa ettiler. Bu uygulama siyasi bir strateji olarak da görülebilir – liderin geçmişteki büyük bir figür veya uygarlıkla özdeşleşme isteği.

Yine de birçok antik lider merak ve bilme isteğiyle tanınıyor. Örneğin, Babil Kralı Nabonidus (MÖ 550'ler) geçmişe büyük ilgi duydu ve pek çok alanı ve yapıyı araştırdı. Bir tapınağın 2200 yıl öncesine ait temel taşını buldu. Bulgularını başkenti Babil'deki müzede sakladı. Romalı ve Yunan tarihçiler geçmişe dair kitaplar yazdılar ve ünlü kahramanların ve liderlerin öyküleri böylelikle binlerce yıl sonrasına ulaştı.

Bununla birlikte, modern arkeoloji teorisi ve uygulanışı geniş oranda antikacı geleneğe dayanıyor. MS 17. ve 18. yüzyıllarda zengin beyefendi akademisyenler ya da antikacılar klasik eserler toplamaya başladılar. Bu ilgiyle beslenerek Pompeii gibi alanlar üzerindeki ilk çalışmaları yapmaya başladılar ve antik anıtların ayrıntılı çizimini sundular. İlk bilimsel kazı, ABD'nin Virginia eyaletinden Thomas Jefferson'a (ABD'nin üçüncü başkanı) atfedilir. Kendisi mülkündeki bazı mezar höyüklerini ortaya çıkardı.

Arkeolojideki modern saha tekniklerinin başlangıcı ise İngiltere'deki Camborne Chase'de sistematik kayıt ve yöntemle höyükler kazan General Augustus Pitt Rivers'a işaret ediyor. Arkeolojide başı çeken ABD'de arkeoloji 1960'larda uygulama olarak bilime yaklaşmaya başladı.

Ünlü arkeologlar

Arkeoloji zaman alan bir çalışma olduğundan bir arkeoloğun bir atılım yapması veya bir alanı keşfetmesi yıllar süren bir emek ister. Ünlü arkeologlar genellikle ünlü buluntuları veya teorileri ile biliniyor. Arkeolojide çalışmış ve gelişme yapmış kişileri adlandırmak yüz sayfa alacaktır. Bu yüzden en önde gelenleri ve ünlü buluntuları şöyle: 1922'de Mısır'da firavun Tutankamon'un mezarını keşfeden İngiliz Howard Carter, Mezopotamya'daki Ur antik kentini yıllarca kazan Leonard Woolley, amatör arkeolog Frank Calvert'in çalışmalarına dayanarak ertingü Truva şehrini ortaya çıkaran Heinrich Schliemann, Knossos'un (Girit adası şehri) çoğunu kazan ve Minos Uygarlığını ortaya çıkaran Arthur Evans.

Bu insanların hepsi ünlü buluntuları ile tanınıyor ancak aynı zamanda kazı tekniğini de geliştirdiler. Bununla birlikte Heinrich Schliemann çok hızlı şekilde kazması, yalnızca antik seviyeleri kaydetmesi ve ülke dışına eser kaçırmasına dair raporlar ile sorgulanır ve eleştirilir. Sir Mortimer Wheeler, Sir William Flinders Petrie ve Gordon Childe gibileri yeniden kodlama yöntemi, kazılarda hassasiyet ve arkeoloji teorisine yaklaşımıyla biliniyorlar. Mary ve Louis Leakey, Doğu Afrika'da uzun yıllar çalışarak insanın gelişimine dair bilgilerimizi değiştirdiler ve insanın atasının tarihini milyonlarca yıl geriye götürdüler.

Bununla birlikte onlarca yıl antik diller üzerine çalışmış arkeolog olmayan bireylerin çalışmalarından da bahsedilebilir. Jean-Francois Champollion, 1822'de Mısır hiyerogliflerini çözdü. Tatiana Proskouriakoff 20. yüzyılın ikinci yarısında Maya hiyeroglifinin aşılamayan sorunları üzerinde çalıştı ve büyük katkı sağladı. 1850'lerde Henry Rawlinson Mezopotamya çivi yazısını çözdü.

Arkeoloji teknikleri

Modern arkeoloji, birçok tekniğin kullanıldığı çok çeşitli bir alan. Bununla birlikte, sahada çalışan çoğu arkeoloğun kullandığı yaygın bazı teknikler var:

  1. Alanda yürüyüş ve yüzey araştırması:

Bir ekibin sahada birbirine eşit mesafede yürümesi ve karşılaştığı her bulguyu kayıt altına almasıdır. Bu teknik alandaki yerleşimi tespit etmede kullanılıyor. Ayrıca uçak veya uydu ile havadan tarama da yapılır. Örneğin İngiltere'de Roma villalarının ana hatları toprak altında kolayca görülebilmiştir.

2. Kazı:

Arkeolojinin elbette en bilinen yönü (tabii ki hazine ile birlikte). Üç tür kazı var: Araştırma, kurtarma ve çıkarma. Birincisi teoriyi test etmektir. Son iki tür ise yok olma tehdidi altında olan veya tahrip edilen alanlarda yapılıyor. Kazma işlemi yıkıcı olabildiğinden ne zaman kazı yapılması gerektiğine dair güncel tartışmalar var.

3. Tipoloji:

Buluntular temizlendikten sonra gruplara ayrılır ve materyal, boyut ve dekorasyona göre sınıflandırılır. Bir nesnenin dekorasyonunu veya şeklini incelemek ticaret ağı, zanaat becerisi ve oradaki insanların sanatsal zevki ve değerlerine dair bilgi sunuyor.

4. Laboratuvar analizi:

Bir esere mikroskop altında bakmak veya kimyasal olarak test etmek büyük miktarda bilgi verebiliyor. Radyokarbon tarihleme, karbon 14'ün bozunma oranını ölçüyor ve birçok farklı organik materyal türünü tarihlendirmede kullanılıyor (60.000 yıldan yeni oldukları sürece). Gıda kaynakları da önemli. Binlerce yıl sonra bile eser üzerinde gıda çökeltileri olabiliyor. Bu bize insanların ne yiyecek yediğini ve hatta nasıl pişirdiğini söylüyor.

Basit bir nesneyi dikkatlice incelemek, antik bir kenti haritalandırmak, unutulmuş bir mezarı açmak veya batık bir kalyonu kazmak geçmişin kapısını aralar ve insanlar ve toplumlara dair başka türlü ulaşamayacağımız bilgiler verir. Arkeolojidir budur.