Yumurtadaki Canlı Nasıl Nefes Alıyor?

Embriyo, yumurtadayken neredeyse hiç akciğerle nefes almaz. Ancak embriyo yumurtadan çıkmaya yaklaşırken sürüngen ve kuş arasındaki fark ortaya çıkıyor.

yumurtadan çıkan yavru

Plasentalı memeliler olarak ilk nefesimizi doğumdan sonra alırız. Ancak kuşlar ve sürüngenler gibi yumurtadan doğan canlıların oksijenle beslenecek bir göbek bağı yoktur, öyleyse nasıl nefes alıyorlar? Örneğin, yumurtanın içindeki bir civciv ciğerine nasıl hava dolduruyor? Hayvanların yumurtada nasıl nefes aldığını anlamak için önce yumurtanın kendisini anlamamız gerek.

Hayvanlar Nasıl Yumurtada Nefes Alıyor?

Kuş yumurtalarının kabukları pürtüklüdür (mikroskop altında görülür) ve neredeyse tamamen kalsiyum karbonattan oluşur. Bu yumurtalarda en az 17.000 kadar küçük gözenek vardır. Bu gözenekler sayesinde oksijen dış dünyadan yumurtanın içindeki embriyoya girer ve aynı şekilde karbondioksit ile su yumurtadan çıkar.

Yumurta kabuğu ile albümen yani yumurta akı arasında bakteri istilasını önleyen ve aynı zamanda bir kan damarı ağı görevi gören iki şeffaf zar vardır. Bu zarlara koryon ve allantois deniyor.

Sürüngen yumurtaları ya parşömen kadar ince kabuklu olarak kuş yumurtalarına benzer ya da yumuşak ve kösele olabilir. Çoğu sürüngen yumurtası hava ve su akışı sağlamak için gözeneklidir ve kuş yumurtalarına kıyasla daha fazla su emme eğilimine sahipler. Yine sürüngen yumurtasının zarı kuşlarınkine çok benzer ancak her zaman embriyoyu tümden çevrelemez.

Bu farklılıkların dışında solunum organı görevi gören ve kuş veya sürüngen embriyolarında "nefes almanın" ilk aşaması olan kan damarı ağına sahip koryon ve allantois yerli yerindedir.

Yumurtadaki civcivler aslında üç farklı nefes alma aşamasından geçiyor. Sürüngenler de benzer bir yola sahip ancak onlar doğrudan birinci adımdan üçüncü adıma atlar.

Aşama 1: Embriyonik Solunum

Yumurtanın içindeki zarlar embriyo için içeri oksijeni taşır ve dışarı karbondioksiti atar.
Yumurtanın içindeki zarlar embriyo için içeri oksijeni taşır ve dışarı karbondioksiti atar.

Civcivler veya sürüngenlerin akciğer geliştirene dek oksijen almaya ve karbondioksitten kurtulmaya devam etmesi şarttır. İnsanlar gibi plasentalı memelilerde (ve bazı keseli hayvanlarda) tüm bunlar anne tarafından göbek kordonu ve plasenta yoluyla sağlanıyor.

Ancak kuşlarda bu gaz değişimi yumurta kabuğundaki difüzyon (havanın yumurtanın dışından içine hareketi) ve koryon ile allantoisinin karmaşık birleşimi olan koryoallantoik zar ile gerçekleşiyor. Sürüngenler de solunum organı görevi gören bir koryoallantoik alana sahip.

Kuşlarda, koryoallantoik zar, kuluçka başladıktan üç gün sonra gelişir ve tam olarak gelişmesi iki hafta sürer. Bu zarda oksijen ve karbondioksit değişimini sağlayan çok sayıda kan damarı var.

Bu zar aynı zamanda embriyonun kemik gelişiminde merkezi rol oynuyor çünkü yumurta kabuğundaki kalsiyumu, gelişmekte olan civcive veya embriyonik sürüngene taşır (kalsiyumun bir kısmını yumurta sarısından alan bazı sürüngenler hariç).

Aşama 2: Kuluçka Öncesi Solunum

Yumurtadan çıkan kuş.
Yumurtadan çıkan kuş.

Embriyo, yumurtadayken neredeyse hiç akciğerle nefes almaz. Ancak embriyo yumurtadan çıkmaya yaklaşırken sürüngen ve kuş arasındaki fark ortaya çıkıyor. Yumurtadan çıkmaya birkaç gün kala başı kanadının altında ve gagası yumurtanın tepesine dönük olacak şekilde sıkıca kıvrılan civciv yumurtanın tepesindeki hava cebine girer.

Bu hava cebi yumurta yumurtlandığında oluşmaya başlıyor. Taze çıkmış yumurta annenin vücut ısısındadır ancak kısa sürede soğur. Soğudukça iç kabuk zarı büzülür ve dış kabuk zarından ayrılarak cep oluşturur. Bu cep yavaş yavaş dış kabuktan gelen havayla dolar ve yumurta kuluçkaya yatırıldıkça genişler.

Civciv bu hava cebine girer girmez ilk nefesini almış oluyor ve ciğerleri çalışmaya başlar. Hava cebi, difüzyon yoluyla durmadan havayla dolmaya devam eder. Koryoallantoik zarın difüzyonu da hala geçerlidir ancak yumurtadan çıkma anı yaklaştıkça yerini akciğer aktivitesine bırakır. Bu sürede kulağınızı yumurtaya koyarsanız cikcik sesini duyabilirsiniz. Kuşlar ses teline sahip olmadığından bu sesi sirikins denilen yapıyla çıkarır.

Diğer yandan çoğu sürüngenin yumurtasında hava cebi olmaz, bu yüzden doğrudan üçüncü aşamaya geçiyorlar.

Aşama 3: Kuluçka Sonrası Solunum

Yumurtadan çıkan kaplumbağa

Yumurtadan doğan birçok canlının gaga veya burnunda "yumurta dişi" (teknik adıyla caruncle) denilen küçük, keskin bir çıkıntı vardır. Sert deriden oluşabilir (timsah ve kuşlarda olduğu gibi) veya gerçek bir ekstra diş de olabilir (birkaç kertenkele ve yılanda olduğu gibi) ve bu özel yapı yumurtayı kırmak için kullanılıyor ve yumurtadan çıktıktan hemen sonra düşüyor ya da emiliyor.

Civcivin başı kanadının altında olduğundan daima yumurtayı kırmaya müsait olur. Daha sonra gagasındaki yumurta dişini kullanarak yumurtanın içini çekiçler. Koryoallantoik zar kurudukça işlevini kaybetmiştir ve bu aşamada civciv artık sadece akciğerlerini kullanarak nefes alır.

Sürüngen yavruları zayıflamış yumurta kabuğunu (kalsiyumun çoğunu emdikleri için artık zayıftır) burunlarındaki yumurta dişiyle kesiyor ve nefes almaya başlıyor. Bazı sürüngenler (timsahlar) da yumurtadayken ses çıkarır ancak kuşların aksine insanlara benzeyen gırtlak ve ses telleri var.

Kuşlar ve sürüngenler yumurtadayken hemen hemen aynı şeyi yapar. Kuşlar ve bazı sürüngenler yakın ilişkili olduğundan bu durum şaşırtıcı değildir. Hepsinin büyüyen embriyoyu koruyan ve de ona hava sağlayan özel yumurtaları var.