Deniz Vurgunu Nedir ve Nasıl Yaşanıyor?

Vurgun veya keson hastalığı olarak da adlandırılan dekompresyon hastalığı, yüksek basınçlı bir ortamdan daha düşük basınçlı bir ortama hızlı geçiş nedeniyle vücutta gaz kabarcıklarının oluşmasının fizyolojik etkileridir.

scuba dalışçıları vurgun

Denizde vurgun yemek veya dekompresyon hastalığı nedir ve nasıl oluyor? Hava esas olarak azot ve oksijenden ibarettir. Havanın yüksek basınç altında sıkıştığı derinlerde nefes almak, yüzeyde alınan her nefesten çok daha fazla molekül içerir. Oksijen vücut tarafından sürekli kullanıldığından yüksek basınç altında solunan ekstra oksijen bedende birikmiyor. Ancak ekstra azot molekülleri kanda ve dokularda birikir ve bu olduğunda vurgun denilen duruma neden oluyor.

Denizde Vurgun Yemek

vurgun

Denize dalıştan sonra yüzeye çıkarken dış basınç azalır. Basınçlı havadan çıkılırken henüz dışarı verilmemiş azot vücutta birikmeye başlar ve kanda ve dokuda kabarcık oluşturur. Bu kabarcıklar genişlediğinde dokuya zarar verebilir veya organ kan damarını tıkayabilir—doğrudan ya da küçük kan pıhtıları oluşturarak.

Bu kan damarı tıkanıklığı, ağrıya ve de bazen inmeye benzer çeşitli semptomlara (vücudun bir tarafında ani güçsüzlük, konuşma güçlüğü veya baş dönmesi gibi) ve hatta grip benzeri semptomlara neden olabiliyor. Azot kabarcıkları iltihaplanma başlatarak kas, eklem ve tendonda şişme ve ağrıya yol açar. Dalışın derinliğini, süresini ve çıkış hızını azaltmak insanın vurgun yeme şansını azaltıyor.

Fazla azot her dalıştan sonra en az 12 saat vücut dokusunda çözünmüş halde kaldığından, 1 günde birden fazla dalış yapmak dekompresyon hastalığı ihtimalini artırıyor. Dalıştan 12 ila 24 saat içinde uçmak, insanı normalden daha düşük atmosfer basıncına maruz bıraktığından deniz vurgununu olası hale getiriyor.

Azot kabarcıkları küçük kan damarında veya dokuda oluşabilir. Ancak beyin ve omurilik gibi yüksek yağ içeriğine sahip dokuların etkilenmesi özellikle daha olası, çünkü azot yağda çok kolay çözünüyor.

Deniz Vurgunu Belirtileri

Vurgunun belirtileri genellikle hava embolisi ve pulmoner barotravmaya göre daha yavaş gelişiyor. Vurgun geçiren kişilerin sadece yarısı yüzeye çıktıktan sonraki 1 saat içinde belirti gösteriyor ve %90'ı ise 6 saate kadar belirtiye sahip olmuş oluyor. Semptomlar genellikle yavaş başlar ve maksimum etkiye ulaşması zaman alır. İlk belirtiler şöyle olabilir:

  • Yorgunluk
  • İştah kaybı
  • Baş ağrısı
  • Halsizlik

Deniz Vurgununu Önlemek

Dalgıçlar gaz kabarcığı oluşumunu önleyerek dekompresyon hastalığını yani vurgunu önlemeye çalışır. Bunu, dalışın derinliğini ve süresini vurgun molası vermeye gerek kalmayacak noktaya getirerek yapıyorlar.

Dalgıçlar standartlara uygun bir çıkış programı oluşturur ve fazla azotun zarar vermeden vücudu terk etmesini sağlar. Bugünlerde birçok dalgıç, dalışın derinliğini ve süresini gösteren taşınabilir dalış bilgisayarına sahip. Bilgisayar, yüzeye güvenli dönüş için dekompresyon programını hesaplıyor ve ne zaman dekompresyon için durulması gerektiğini gösteriyor.

Bunların yanı sıra birçok dalgıç vurgunu önlemek için yüzeyin yaklaşık 4,5 metre altında birkaç dakika durur. Aşağıdakiler vurgun yeme ihtimalini artırıyor:

  • Bazı kalp kusurları (patent foramen ovale veya atriyal septal defekt gibi)
  • Soğuk su
  • Dehidrasyon
  • Dalıştan sonra uçmak
  • Yüksek efor
  • Yorgunluk
  • Artan basınç (yani dalış derinliği)
  • Basınçlı bir ortamda geçirilen süre
  • Obezite
  • Yaşlılık
  • Hızlı çıkış
  • Uygun dekompresyon prosedürlerine uyulmaması

Deniz Vurgunu Tedavisi

Vurgun tedavisi oksijen ve bazen rekompresyon ile yapılıyor. İnsanların çoğu vurgundan sonra tamamen iyileşebiliyor. Sadece kaşıntı, ciltte beneklenme ve yorgunluk yaşayan dalgıcın rekompresyona girmesi gerekmiyor. Bununla birlikte sıkı oturtulmuş bir yüz maskesinden %100 oksijen solunması tavsiye edilir ve rahatlama sağlar.

Rekompresyon Tedavisi

Vurgun belirtileri ciddiyse kişi yüksek basınçlı (rekompresyon veya hiperbarik oksijen tedavisi) bir odada tedavi edilir. Rekompresyon tedavisi ile vurgundan etkilenen dokulara normal kan akışı ve oksijen geri kazandırılıyor. Rekompresyondan sonra vücuttaki basınç kademeli olarak azaltılır ve fazla gazın vücudu zararsız şekilde terk etmesi sağlanır. Vurgun belirtileri ilk 24 saat içinde tekrar ortaya çıkabileceği veya kötüleşebileceği için, sadece hafif veya geçici ağrı veya nörolojik semptomları olan kişiler de tedavi edilir. Rekompresyon tedavisi 48 saate kadar faydalı olabiliyor.

Vurgun Hakkında Sık Sorulanlar

Dekompresyon veya vurgun hastalığı nedir ve nasıl ortaya çıkar?

"Vurgun" olarak da bilinen dekompresyon hastalığı, bir kişi bir dalıştan veya yüksek irtifaya maruz kaldıktan sonra çok hızlı bir şekilde yükseldiğinde ortaya çıkabilen bir durumdur. Basınçtaki bu hızlı değişim kan dolaşımında gaz kabarcıklarının oluşmasına neden olarak eklem ağrısı, yorgunluk ve nefes darlığı gibi semptomlara yol açabilir.

Dekompresyon hastalığına yakalanmanın risk faktörleri nelerdir?

Tüplü dalış, yüksek irtifada dağcılık gibi faaliyetlerde bulunan veya denizaltı gibi basınçlı ortamlarda çalışan kişilerde dekompresyon hastalığına yakalanma riski daha yüksektir. Dekompresyon hastalığı riskini artırabilecek diğer faktörler arasında dehidrasyon, yorgunluk ve obezite veya kalp hastalığı gibi belirli tıbbi durumlar yer alır.

Dekompresyon hastalığı nasıl teşhis ve tedavi edilir?

Dekompresyon hastalığı fiziksel muayene ve tıbbi geçmişin yanı sıra röntgen veya kan testleri gibi tanısal testlerle teşhis edilebilir. Tedavi tipik olarak gaz kabarcıklarını azaltmaya ve semptomları hafifletmeye yardımcı olmak için oksijen ve/veya hiperbarik oksijen tedavisi uygulanmasını içerir. Ağır vakalarda hastaneye yatış gerekebilir.

Dekompresyon hastalığının uzun vadeli etkilerinden bazıları nelerdir?

Bazı durumlarda dekompresyon hastalığı eklem ağrısı, yorgunluk ve nörolojik sorunlar gibi uzun vadeli komplikasyonlara yol açabilir. Bu etkiler kalıcı olabilir ve sürekli tıbbi tedavi veya yaşam tarzı düzenlemeleri gerektirebilir.

Deniz vurgununu önlemenin adımları nelerdir?

Dekompresyon hastalığını önlemek için bireyler her zaman güvenli dalış veya irtifa protokollerini takip etmelidir; dalışlardan veya yüksek irtifa konumlarından yavaşça yükselmek, susuz kalmamak ve aşırı fiziksel efordan kaçınmak gibi. Dalış veya dağcılık konusunda uygun eğitim ve sertifikasyon da dekompresyon hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

Kaynaklar: