Ekolokasyon: Nasıl Çalışıyor ve Canlılardaki Örnekleri

Ekolokasyon en çok yarasalar ve yunuslar gibi insan olmayan hayvanlarla ilişkilendirilse de bazı insanlar da bu beceriyi kullanıyor.

ekolokasyon

Ekolokasyon veya biyolojik sonar birçok hayvan türü tarafından kullanılan benzersiz bir işitsel araç. Ekolokasyon yapan bir hayvan, yüksek frekanslı bir ses dalgası yayarak ve sesin döndüğü yeri ("yankıyı") dinleyerek göremediği nesneleri tanımlayabilir ve etrafında gezinir. İster gecenin karanlığında yiyecek aramak isterse bulanık sularda yüzmek olsun görme yetisini kullanmadan nesnelerin yerini belirleme ve çevreyi haritalama yeteneği ekolokasyon kullanan hayvanlar için önemli bir beceri.

Ekolokasyon Neden Var?

Ekolokasyon özelliği sıklıkla gece hareketlenen, derin oyuklarda konaklayan veya büyük okyanuslarda yaşayan hayvanlarda görülüyor. Minimum ışık veya tamamen karanlıkta yaşadıkları veya avlandıklarından çevrenin zihinsel görüntüsünü gözle oluşturamazlar. Bu yüzden sesi kullanma yönünde evrimleştiler. Kör olan insanlar da dillerini tıklatarak kendisini ekolokasyonu kullanma yönünde eğitebiliyor.

Ekolokasyon Nasıl Çalışıyor?

Ses dalgaları ve ses yansıması yarasalar ve yunuslar tarafından ekolokasyon için kullanılır; bu süreç incelendi ve denizaltılarda ve diğer su gemilerinde kullandığımız sualtı sonarını geliştirmek için kullanıldı.
Ses dalgaları ve ses yansıması yarasalar ve yunuslar tarafından ekolokasyon için kullanılır; bu süreç incelendi ve denizaltılarda ve diğer su gemilerinde kullandığımız sualtı sonarını geliştirmek için kullanıldı. (Görsel: Askabiologist)

Ekolokasyonu kullanmak için bir hayvanın önce bir ses dalgası üretmesi gerekir. Bu ses genelde tiz veya ultrasonik gıcırtı veya tıklatmalardan oluşur. Ardından, çevre nesnelerden yayılan ses dalgasının yankısını dinler. Ses ne kadar hızlı şekilde geri gelirse hayvan nesnenin o kadar yakın olduğunu anlar ve ses yoğunsa nesnenin büyük olduğunu anlar. Yankının perdesi bile hayvanın çevresini haritalamasına yardımcı oluyor. Kendisine doğru hareket eden bir nesne daha yüksek perde oluştururken zıt yönde hareket eden nesneler düşük perdeli yankı yaratıyor.

Ekolokasyon sinyalleri üzerine yapılan araştırmalar, ekolokasyon kullanan türler arasında genetik benzerlikler buldu. Örneğin, orkalar ve yarasalar koklear ganglion gelişimi (kulaktan beyne bilgi iletmekten sorumlu nöron hücreleri grubu) ile bağlantılı 18 gende aynı özel değişiklikler taşıyor.

Ekolokasyon artık sadece doğaya özgü değil. Denizaltıların hareketi için kullanılan sonar ve tıpta vücut görüntülemede kullanılan ultrason gibi sistemler ekolokasyon konseptini temel alarak geliştirildi.

Hayvanlarda Ekolokasyon

Gümüş tüylü yarasanın ekolokasyon sesi.

Tıpkı insanların ışık yansımasını görmesi gibi, ekolokasyon yapan hayvanlar da sesin yansımasını "görüyor". Bir yarasanın boğazında ultrasonik sesler çıkarmasını sağlayan özel kaslar vardır, kulakları sesin yönüne karşı son derece hassas olmasını sağlayan benzersiz kıvrımlara sahiptir. Yarasalar geceleri avlanırken insan kulağının algılayamayacağı tiz tıkırtı ve gıcırtı sesleri çıkarır. Ses nesneye ulaştığında geri döner, yankı oluşturur ve yarasaya çevresi hakkında bilgi verir. Bir yarasanın uçuşun ortasında böcek yakalamasını sağlayan özellik bu.

Yarasa sosyal iletişimi üzerine yapılan araştırmalar, yarasaların belirli sosyal durumlara yanıt vermek ve cinsiyetler veya bireyler arasında ayrım yapmak için ekolokasyon kullandığını gösteriyor. Erkek yarasalar yalnızca ekolokasyon çağrılarına dayanarak yaklaşan yarasaları ayırt ediyor, diğer erkeklere yönelik agresif sesler üretirken, dişinin ekolokasyon çağrısını duyduğunda kur sesi üretiyor.

Yunuslar ve ispermeçet balinaları gibi dişli balinalar, okyanus yüzeyinin altındaki karanlık, bulanık sularda dolaşmak için ekolokasyon kullanır. Yunuslar ve balinalar burun yolundan geçirdiği ultrasonik tıklatma sesini deniz ortamına gönderiyor ve nesneleri uzaklığı ile tespit ediyor.

Hayvanlar aleminin en büyük anatomik yapılarından olan ispermeçet balinasının kafası spermaceti (mumsu bir malzeme) ile dolu. Bu madde ses dalgasının kafatasındaki devasa levhalar arasında sıçrayarak güçlenmesini sağlıyor. Levhalar ses dalgasını odaklar ve 60 kilometre uzağa kadar ekolokasyon sağlar. Beluga balinaları ekolokasyon için alınlarının yumuşak yuvarlak kısmını ("kavun" denilen) kullanıyor ve sperm balinasına benzer şekilde ekolokasyon sinyalini odaklıyor.

İnsan Ekolokasyonu

En ünlü ekolokatörlerden Daniel Kish bir TED konuşmasında. İnsan Ekolokasyonu
En ünlü ekolokatörlerden Daniel Kish bir TED konuşmasında.

Ekolokasyon en çok yarasalar ve yunuslar gibi insan olmayan hayvanlarla ilişkilendirilse de bazı insanlar da bu beceriyi kullanıyor. Bazı kör insanlar çevrelerini daha iyi anlamak için sesi kullanmayı öğrenebiliyor ve geri dönen yankıları dinliyorlar. İnsan ekolokasyonuna dair deneyler "insan sonar" becerisi geliştirmiş kişilerin yüksek spektral frekanstaki (3,5-4,5 kHz) seslerle daha iyi hedef tespiti yaptığını gösterir. Tıpkı ağız tıkırdatma sesi gibi. Ayrıca insan ekolokasyonunun beyindeki görsel bölgeyi harekete geçirdiği görülmüştür.

İnsan ekolokasyonu konusunda uzman olan Daniel Kish en ünlü insan ekolokatörlerden biri. 1 yaşından beri kör olan Kish, ağız tıkırdatma sesini kullanarak ve etrafındaki nesnelerden gelen yankıyı dinleyerek dolaşabiliyor, bisiklet sürebiliyor. Diğer insanlara sonar kullanmayı öğretmek için dünyayı dolaşıyor. Çevrenin 3 boyutlu haritasını çıkarabildiğini ve nesnelerin yoğunluğunu ve dokusunu hissedebildiğini ekliyor.


Kaynakça: