Roma Kendi Cumhuriyetini Nasıl Yok Etti?

Roma gymnasiumundaki sütunlar, Salamis, Kuzey Kıbrıs
Roma gymnasiumundaki sütunlar, Salamis, Kuzey Kıbrıs

Mevcut siyasi düzgülerin yıkıldığı bir dünya hayal edin. Senatörler, hükümetin herhangi bir şey yapmasını engellemek için kötü amaçlı argümanlar kullanmaktadır. Bir otokrat seçimlere hile karıştırır ve kendisine hükümet üzerinde tam kontrol verir. Daha da tuhafı, birçok seçmen otokratın kişilik kültünün peşinden gitmekte ve mutlak kontrole sahip olması gerektiğine inanmaktadır. Burası MÖ 1. yüzyıl Roma'sı. 400 yılı aşkın süredir var olan cumhuriyet sonunda üstesinden gelemeyeceği bir çöküntüye giriyor. Roma ülke olarak düşmedi ama bu dönemde cumhuriyetini sonsuza dek kaybetti.

Ayrıca:

Biri tek adam olur

Roma'da cumhuriyetin yıkılmasında en büyük rolü oynayan adam, MÖ 27'de kendisini Roma'nın "fiili" ilk imparatoru yapan Jül Sezar'dı. Bu noktada, cumhuriyetin siyasi düzgüleri yaklaşık bir asırdır çökmekteydi ve Jül Sezar bundan faydalanabileceğini gördü.

O yüzyıla dek cumhuriyetin gerçekten işlediği uzun bir dönem oldu. Politik düzgülere uyuluyor ve hükümet yeni bir sorunla karşılaştığında çalışmaya devam etmek için kendini değiştiriyordu. 300 yılı aşkın süre cumhuriyet bu şekilde işledi. Siyasi şiddet, toprak hırsızlığı veya ölüm cezası yoktu, çünkü bunlar Roma'nın belirlediği siyasi görüşlere aykırıydı.

Siyasi şiddet başlar

Ardından MÖ 133'te Roma'da cumhuriyet tarihinin ilk siyasi cinayeti yaşandı. Senatörler, toprakları yoksullara yeniden dağıtmaya çalışan ve seçilmiş bir yetkili olan Tiberius Gracchus'un pleb tribünü olarak ikinci dönem arayışına girmesine öfkeliydi. Tiberius'un yandaşları ile muhalifleri arasında çıkan kavgada, senatörler onu tahta sandalyelerle döverek öldürdüler ve 300'e yakın takipçisinin öldürülmesine yardım ettiler.

Siyasi şiddetin arttığı MÖ 80'lerde siyasi bölüngüler insanların topraklarını çalmaya ve düşmanlarını öldürmeye başladı. 44'te Senatörler anayasaya aykırı olarak kendisine ömür boyu diktatörlük veren Augustus'un büyük amcası Jül Sezar'ı öldürdüler.

Şiddet içermeyen siyasi işlev bozukluğu da bu dönemde arttı. MÖ 60'larda Genç Cato adlı bir senatör beğenmediği yasaların senatoda oylanmasına engel olmak için sürekli ve gereksiz yere yöntemsel gecikmeler kullandı. Diğer senatörler Cato'yu ahlaklı bir lider olarak gördüklerinden buna katıldılar.

Hatta MÖ 59'da Cato ile birlikte çalışan konsüllerden biri yılın her gününü dini bayram ilan ederek tüm kamu işlerini yıl boyunca durdurmaya çalıştı. (Roma Cumhuriyeti'nde tanrıların kızgın olduğunu söylemek tatil ilan etmek ve oylamayı ertelemek için yeterliydi.)

Neden kimse engel olmadı?

Öyleyse neden kimse bu politikacıları yaltaklıklarından dolayı engellemek için devreye girmedi? Tahminlerden biri "beklentidir". Cumhuriyetin sonsuza dek süreceğine inanıyorsanız her üç yılda bir gerçekleşen çok önemli bir şeyde olumsuz oy kullanmamayı seçebilirsiniz.

Roma büyüdükçe, işleyişi sürdürmek için cumhuriyet düzeni aralıklarla değiştirildi. Bununla birlikte, Genç Cato zamanında cumhuriyet o kadar uzun süre işledi ki birçok insan cumhuriyetin kalıcılığını sorgusuz şekilde özümsemişti. Ve Augustus iktidara geldiğinde, çoğu insan daha önce siyasi şiddet, toprak hırsızlığı ve hükümet işlevsizliğinin düzgüye dönüştüğü bir dönem yaşamamıştı.

Duyulmak isteneni vaat et

Augustus, tebaasının statüko anlayışıyla uyuşmuş olduğunu fark etti. Bu yüzden taktiği, hukukun üstünlüğünün geri döneceğine, hiç kimsenin sebepsiz yere idam edilmeyeceğine ve kimsenin malının çalınmayacağına söz vermek oldu. "Siyasi özgürlük" gibi görünen bir yetkiyi verme karşılığında, bu vaatleri kabul etmeye istekli birçok insan vardı.

Başka bir deyişle, pek çok Romalı, Augustus'un barışı koruduğu sürece en yüksek kontrolü üstlenmesine razıydı — ancak aslında şiddete ve mülk hırsızlıklarına fiilen katkıda bulunmuştu ve şimdi bunu yalnızca kendisinin düzeltebileceğini söylüyordu. Yöneticiliğinin beşinci yılında Augustus kendisini övdü: "Bütün insanları yaşadıkları korku ve tehlikeden kendi paramı kullanarak kurtardım."

Augustus, imparatorluk pozisyonuna rağmen buna ek olarak iki konsülden biri olarak görev yapıyordu. Konsül konumu teknik olarak Roma'daki en yüksek seçilmiş makamdı ancak Augustus'un yönetiminde seçimler özgür değildi ve her yıl o "kazandı". Romalı erkekler hala diğer seçilmiş yetkililere oy vermekte özgürdü (oy kullanamayan özgür kadın ve kölelerin aksine) ancak bir şey ironikti:

Augustus'un onaylamadığı kimse aday olamazdı. Yani Augustus'a gerçekten karşı çıkan birisinin aday olması mümkün değildi.

Tarihçiler, hükümeti büyük oranda çökmüş olmasına rağmen Roma devletinin uzun ömürlülüğü karşısında hala şaşkınlık ve tedirginlik duyarlar. Romalılar için tüm sonuç cumhuriyeti kaybetmekten çok, çok daha kötü olabilirdi.


Kaynakça ve ek bilgi:

  • https://www.nationalgeographic.org/encyclopedia/caesar-augustus/
  • https://www.khanacademy.org/humanities/world-history/ancient-medieval/roman-empire/a/roman-republic