Hyperion: Satürn'ün Süngerimsi Uydusu

Hyperion Satürn'ün bir uydusudur ve düzensiz şekli ve olağandışı dönüşüyle bilinir.

Hyperion

Satürn'ün süngere benzeyen bir uydusu olan Hyperion, Eylül 1848'de keşfedildi. Satürn'ün birçok uydusu arasında küçüklerden biri. Bununla birlikte Güneş Sistemi'nde bilinen en büyük küresel olmayan uydudur. Uyduları düşündüğümüzde gezegenlerin, cüce gezegenlerin ve asteroitlerin yörüngesinde dolanan küre biçimli astronomik nesneleri düşleriz. Uydular aslında birçok farklı biçim ve boyuta sahip. Hyperion, Güneş Sistemi'ndeki 200'den fazla uydu arasında küre biçimli olmayan en büyüğü.

Hyperion'un Keşfi

NASA'nın Cassini Satürn aracı, 31 Mayıs Hyperion'un bu görüntüsünü yakaladı.
NASA'nın Cassini Satürn yörünge aracı, 31 Mayıs 2015'te son yakın ziyareti sırasında Hyperion'un bu görüntüsünü yakaladı. Gökbilimciler, uydunun süngerimsi görünümünü uzun zamandır şaşırtıcı buluyor. (NASA/JPL-Caltech/SSI)

Hyperion, Eylül 1848'de İngiliz astronom William Lassell ile Amerikalı astronomlar baba-oğul William Cranch Bond ve George Phillips Bond tarafından birbirinden bağımsız olarak keşfedildi. William Lassell uyduyu Amerikalı baba-oğuldan 2 gün sonra görmüş olsa da bu üç adam da Hyperion'un kaşifi kabul edilir.

Hyperion'un Oluşumu ve Adının Anlamı

Satürn'ün neden halkaları vardır?
Uydunun ilk fotoğrafını kaydeden Cassini'nin Satürn'ün yüzeyine çarptırıldığı son anları resmeden bir sanat çalışması. (NASA/JPL-Caltech/SSI)

Patates biçimli bir uydu olan Hyperion küresel olmamasıyla farklıdır. Bu yüzden büyüklüğü üç eksende tanımlanır: 410 x 260 x 220 km. Bu uyduyu Türkiye'ye yerleştirirseniz Marmara bölgesini kaplayacaktır. Bilim adamları Hyperion'un geçmişte daha büyük ve daha küresel bir uydu olduğuna ve bir çarpışma yaşadığına inanıyor.

Hyperion, Satürn'ün etrafında keşfedilmiş 8 büyük uydunun sonuncusu. Keşiften kısa süre önce İngiliz gökbilimci John Herschel halkalı gezegenin uyduları için Titanların adlarını önerdi. Sonraları Olimpos tanrılarına yenilen bu Titanlar, Yunan tanrısı Kronos'un kardeşleridir (Kronos, Romalılar tarafından Satürn olarak bilinir). Satürn'ün büyük kardeşi olan Hyperion uyanıklık ve gözlem tanrısıydı.

Hareketleri Tahmin Edilemez

Satürn'ü ortalama 1,5 milyon km uzaklıktan izleyen Hyperion kaotik bir dönüşe sahip. Bu yüzden, Ay gibi diğer uyduların aksine sürekli ana gezegene dönük bir yüzü yoktur. Satürn'ün bu tür birkaç büyük uydusu var.

Hyperion'un Satürn'ün yörüngesinde dolanması yaklaşık 21 Dünya günü sürüyor ve her 13 günde bir diğer yüzünü çeviriyor. Buna rağmen garip biçimi nedeniyle dönüş rotası tahmin edilemezdir. NASA'daki bilim insanları bu yüzden Cassini'nin geçişler sırasında uydunun hangi yüzünü göreceğini asla bilemediler.

Satürn'den ortalama 1,22 milyon km uzaklıkta bulunan bir diğer uydu olan Titan, Hyperion'un yaptığı her üç dönüş için Satürn'ün çevresini dört kez dolanıyor. Bu durum ikilinin yörüngesini 4:3 rezonansına sokar ve iki uydunun birbiri yanından geçerken hızlanması veya yavaşlaması ile sonuçlanıyor.

Hyperion Su Buzundan Oluşuyor

hyperion kraterleri
Bu yüksek çözünürlüklü Cassini mozaiği, Hyperion'un gerçekten Satürn sistemindeki diğer uydulardan farklı bir yüzeye sahip olduğunu gösteriyor.

Hyperion'un yapısal bileşimi tam olarak aydınlatılamadı ancak yoğunluğu (544 kg/m³) neredeyse suyun yarısı kadar olmasıyla ilginçtir. Görünüşe göre uydu büyük oranda boşluktan ibaret. Tahminlere göre gözenekli su buzu ile donmuş metan ve karbondioksitten oluşuyor. Bu veriler 2012 Icarus çalışmasından geldi. Teoriye göre Hyperion küçük buz ve kaya parçalarının bir araya gelmesiyle bir moloz yığını gibi oluştu. Uydudaki karbondioksit saf buz formunda değil, daha karmaşık klatrat yapıdadır (bir maddenin molekülleri bir diğerinin buzunun içinde).

Çok Kraterli Olmasının Nedeni

Phoebe, Lapetus ve Hyperion uyduları Satürn'ün diğer uydularının aksine yoğun biçimde kraterliler. Teoriye göre bunlar Satürn'ün en uzak uyduları olduğundan çok az gelgit ısınması yaşıyor: Bir gezegenin uydusuna uyguladığı çekim kuvveti yüzeyini gerer ve gelgit sürtünmesi yaratır. Bu sürtünme uydunun yüzeyindeki ve içindeki ısıyı artırır. Satürn'e yakın uydulardaki daha yüksek gelgit ısınması uyduların buzlarını eriterek krater izlerini düzleştirmiş olabilir.

Neden Süngerimsi Görünüyor?

Bununla birlikte Hyperion'un kraterleri Phoebe ve Iapetus'tan farklı. Daha derinler ve çarpışmayla oluşan şok dalgasının etrafa saçtığı kalıntı izleri yoktur. Bu durum uyduya sünger benzeri görünümünü veriyor. Uydunun düşük yoğunluğu ve gözenekli yüzeyi bu eşsiz görünüme katkıda bulundu.

Uydu genel olarak kızıl renkliyken kraterlerinin içi daha koyu. Uydunun ortalama -180°C sıcaklıkta olması, uçucu maddelerin sıvı hali atlayarak hal değiştirmesini sağlamış ve kraterlerdeki koyu maddeleri oluşturmuş olabilir. Bazı bilim adamları bu maddenin daha fazla güneş ışığı emdiğini ve süblimleştikçe kraterleri kazdığını düşünürken, diğerleri Güneş'e olan uzaklığın bu etkiyi oldukça azalttığına inanıyor.

Hyperion'dan Cassini'ye Çarpan Elektrik

2005'teki 500 km'lik yakın bir uçuş sırasında Hyperion, Cassini uzay aracını statik elektrikle vurdu. Bu gerçek 2014 yılında veriler yeniden analiz edildiğinde bulundu. Şaşırtıcıydı çünkü uydu çok küçük olduğundan Satürn'ün manyetosferi (manyetik ortamı) ile kayda değer etkileşime gireceği düşünülmemişti. Sonuçlar, uydunun yüzeyinde güçlü bir negatif gerilim bulunduğunu gösteriyor. Cassini olaydan kalıcı etkilenmedi ancak gelecekteki uzay uçuşlarında dikkate alınacak bir gerçek oldu.

Hyperion Hakkında Temel Bilgiler

  • Ortalama yörünge mesafesi: 1.500.934 km
  • En yakın yaklaşma: 1.466.112 km
  • En uzak yaklaşma: 1.535.756 km
  • Yörünge eksantrikliği: 0,232 (0 tam çember, 1 tam elips)
  • Kütle: 5.5855 x 1018 kilogram
  • Yoğunluk: Santimetre küp başına 0,544 gram
  • Kaçış hızı: 268 km/sa

Hyperion Uydusu Hakkında Sık Sorulanlar

Hyperion'un çarpışma sonucu oluşan düzensiz şeklinin kökeni nedir?

Hyperion'un düzensiz şekli büyük olasılıkla bir çarpışma geçmişi ve ardından ayın buzlu yüzeyinin kırılması ve yeniden birleştirilmesinden kaynaklanmaktadır. Hyperion'daki Herschel adı verilen en büyük çarpma kraterinin çapı 120 kilometreden fazladır ve Ay'ı neredeyse paramparça ettiği düşünülmektedir. Parçalar daha sonra yeniden bir araya gelerek Ay'ın şu anki şeklini almıştır.

Hyperion'un dönüşü güneş sistemindeki diğer uydulardan nasıl farklıdır?

Hyperion'un dönüşü güneş sistemindeki diğer uydulara kıyasla oldukça düzensiz ve kaotiktir. Hyperion, topaç gibi sabit bir şekilde dönmek yerine, dönme ekseni sürekli yön değiştirerek uzayda yuvarlanır. Bu yuvarlanma hareketi, gezegenin yörüngesinde dönerken Hyperion'un düzensiz şeklini farklı şekillerde çeken Satürn'ün kütleçekim etkisinden kaynaklanmaktadır.

Hyperion'un bileşimi hakkında ne biliniyor?

Hyperion'un bileşimi esas olarak buzludur, biraz da kayalık malzeme karışmıştır. Ayın yüzeyi yoğun bir şekilde kraterlidir ve doğada organik olabilecek koyu renkli bir malzeme tabakasıyla kaplı gibi görünmektedir. Hyperion'un düşük yoğunluğu ve düzensiz şekli, farklılaşmadığını, yani diğer birçok ay ve gezegenin sahip olduğu gibi yoğunluğa dayalı olarak farklı katmanlara ayrılmadığını göstermektedir.

Hyperion'un yüzeyi nasıl incelenmiştir?

Hyperion, Voyager 2 ve Cassini görevleri de dahil olmak üzere birçok uzay aracı tarafından incelenmiştir. Bu uzay araçları tarafından toplanan görüntüler ve diğer veriler, büyük Herschel krateri ve daha küçük, daha sığ kraterlerden oluşan bir ağ da dahil olmak üzere ayın yüzeyindeki ayrıntılı özellikleri ortaya çıkarmıştır. Spektroskopik veriler de Ay'ın yüzey malzemelerinin bileşimini ortaya çıkarmıştır.


Kaynaklar: