Namib Çölü: Okyanusa Açılan Dünya'nın En Eski Çölü

Namib Çölü'nün bazı en kurak yerleri yılda 2 mm yağış alırken bazı yerlere yağış düşmez.

namib çölü

Güneybatı Afrika'nın Atlantik kıyısında yer alan Namib Çölü, Dünya'nın en kurak yerlerinden biri. Çöl Nama dilinde "hiçbir şeyin olmadığı alan" anlamına gelir. Burası yüksek kum tepeleri, engebeli dağlar ve çakıllı ovalarıyla Mars'tan farksız. Üç ülkeyi içine alıyor ve 81.000 kilometrekareyi kapsıyor. 55 milyon yıl önce oluşan Namib Çölü dünyanın en eski çölüdür. Karşılaştırma için Sahra Çölü yaklaşık 5 milyon yaşında. Namib aynı zamanda dünyadaki en yaşanılmaz yerlerden biri. Sıcaklığın 45°C olduğu bu yer yine de zengin canlı türlere sahip. Ayrıca peri halkaları gibi tümüyle açıklanamayan bazı jeomorfik olaylara sahne oluyor.

Namib Çölü'nün Konumu

namib çölü

80.800 km²'lik Namib Çölü, güney Angola'dan Namibya'ya ve Güney Afrika'nın kuzeyine dek 2.000 km boyunca uzanır. Afrotropikal iklimli bu silika çölü okyanusa açılıyor ve dünyada okyanusa açılan birkaç çölden biri. Namib'in bazı en kurak yerleri yılda 2 mm yağış alırken bazı yerlere yağış düşmez. Yine de oriks antilobu, keseli ceylan, çita, sırtlan, deve kuşu ve zebra gibi hayvanlar burada yaşamaya adapte olmuşlar. Devekuşu vücut ısısını artırarak daha az su kaybederken, Hartmann dağ zebrası çöldeki engebeli araziyi tırmanmayı sağlayan ayaklara sahip. Orisk antilobu ise su gereksinimini kök ve yumrudan karşılayıp haftalarca su içmeden yaşayabiliyor.

İskelet Sahili

İskelet Sahili Namib Çölü

Atlas Okyanusu'na açılan İskelet Sahili Namib Çölü'nün en tehlikeli noktaları arasında. Burası 500 km boyunca uzanan yüksek kum tepeler, balina karkası ve 1000 kadar gemi enkazıyla dolu. Atlas'taki Benguela akıntısının getirdiği soğuk hava, Namib Çölü'nün iç kısmından gelen soğuk havayla buluştuğunda bölge yoğun sisle kaplanıyor. Gemilerin yüzlerce yıldır İskelet Sahili'ne çıkmasına neden olan etkenlerden biri. San insanları İskelet Sahili'ne "Tanrı'nın öfkeyle yarattığı toprak" der.

Kaşif Diogo Cao 1486'da Afrika'nın batı kıyılarında dalgalara göğüs gererken İskelet Sahili'nde duraksadı. Portekizli Cao ve adamları Portekiz armalı bir haçı çöle diktikten hemen sonra Namib Çölü'nün korkutucu kum tepeleri ve sert iklimi karşısında alandan ayrıldılar. O günden sonra bölgeye "Cehennemin Kapıları" adı verildi.

Namib'de her yer kum tepeleriyle dolu ve bölgedeki Sossusvlei özellikle koyu turuncu kumlarıyla dikkat çeker. Bu renk yüksek demir içerikli kumdaki oksidasyondan kaynaklanıyor. Burada 200 metre yüksekliğiyle dünyanın bazı en yüksek kum tepeleri yer alır. Bunlara tırmanmak yarım gününüzü alır. En ünlülerinden "Dune 7" yaklaşık 400 metre yüksekliğinde.

Peri Halkaları

Namib Çölü

Namib Çölü'nün bir diğer ilgi çekici yönü henüz tam olarak aydınlatılmamış "peri halkaları" veya peri çemberleridir. Bu jeomorfik olay tek bir ot türüyle örtülü çorak bir kumda gerçekleşiyor. Havadan bakıldığında çöl boyunca uzanan düzenli daireler biçiminde şaşırtıcı görünürler. Bu halkalar hem çöl hem de çakıl ovalarda var. Çapları 1,5–6 metre ve kuzeybatı Namibya'da 25 metreye dek genişliyorlar.

Uzun zamandır halkalarının yalnızca Namibya'da olduğu biliniyordu. Ancak 2014'te Batı Avustralya'da benzer oluşumlar keşfedildi ve iki bölge arasındaki toprak bileşimi farklıdır. Namibya halkı ise ruhların bu halkaları oluşturduğunu söyler ve tanrı Mukuru'nun ayak izleri olduğuna inanır.

Peri halkalarının nasıl oluştuğuna dair teoriler var. Bir teori Namib Çölü'ndeki susuzlukla ilgili. Termitler suyu ve besini topraktan alır. Ancak yağmurun seyrek düştüğü bir yerde yaratıcı olmanız gerekiyor. Buna göre termitler bir alandaki bitki örtüsünü kaldırıyor ve etrafını çevreliyor. Bitkisiz bu alanda yağmur toprağın derinine sızarak birikmeye başlıyor. Termitler yıl boyu bu yeraltı kaynağındaki suyu içiyor.

Diğer öne çıkan teori ise otlar arası rekabetle ilgili. Buna göre çevrelerindeki besin ve suya daha iyi ulaşmak için daire biçiminde kök salarak kendi depolarını oluştururlar. Peri çemberleri kuraklık geldiğinde kuruyup gözden kaybolur ancak bir kez yağmur yağdığında aniden ortaya çıkmış gibi görünürler.