Balkanadolu: Türkiye'yi Oluşturan Antik Kayıp Kıta

Batı Avrupa, Afrika ve Doğu Asya arasında bulunan ayrı, gizemli bir kayıp kıta vardı. Bu unutulmuş kıtaya “Balkanadolu” denildi.

Asya kökenli bir Brontothere memelisinin üst azı dişi.
Asya kökenli bir Brontothere memelisinin üst azı dişi.

Eosen Çağı boyunca (55 ile 34 milyon yıl öncesi) fil büyüklüğündeki su aygırı benzeri memeliler günümüzün doğu Asya ve güneydoğu Avrupa arasındaki küçük adalarda yaşadılar. Bu eşsiz memelinin dev keseliler gibi başka egzotik komşuları da vardı. Görünüşe göre bu hayvanlar Balkanadolu denilen bir toprak parçasında yaşam sürdü ve fosilleşmiş kalıntıları bugün Türkiye'ye temel olan Anadolu yarımadasında bulundu. Balkanadolu 50 milyon yıl önce var olan ve eşsiz bir faunaya ev sahipliği yapan, Avrupa, Afrika ve Asya arasında sıkışmış, unutulmuş bir alçak kıtadır. 40 ila 34 milyon yıl önceki coğrafi değişiklikler, bu kıtayı iki Avrasya karasına bağlayarak Avrupalı memelilerin yerine Asyalı memelilerin geçmesini sağladı.

Balkanadolu'da Memeli Savaşı

Balkanadolu'yu sırasıyla 40 milyon yıl önce ve bugünkü kalıntılarıyla gösteren harita.
Balkanadolu'yu sırasıyla 40 milyon yıl önce ve bugünkü kalıntılarıyla gösteren harita. (Görsel: Alexis Licht & Grégoire Métais)

Fransa, Türkiye ve ABD'den araştırmacılar bu tuhaf fosilleri incelemek için Anadolu'ya gittiklerinde Avrupa ve Asya'daki diğer hayvanlara benzemeyen bu hayvanların bölgede nasıl kümelendiğini açıklayamadı. Ancak mevcut araştırmaları gözden geçirdikten ve ek fosiller ortaya çıkardıktan sonra ekip en mantıklı ve şaşırtıcı sonuca ulaştı: Batı Avrupa, Afrika ve Doğu Asya arasında bulunan ayrı, gizemli bir kayıp kıta vardı. Bu unutulmuş kıtaya "Balkanadolu (Balkanatolia)" denildi.

Bilim insanları bugün Balkanadolu'nın biyocoğrafik tarihi üzerinde çalışıyor. Bu kayıp kara parçası memelilerin Asya'dan Batı Avrupa'ya dağılım kronolojisini açığa çıkarıyor.

Eosen sırasında, Batı Avrupa ve Doğu Asya büyük hayvanların iki bölge arasında hareket etmesini engelleyen denizle çevriliydi. Bununla birlikte, 33,9 ila 33,4 milyon yıl önce, erken Oligosen'de, buzullaşma ve deniz düzeyindeki düşüş iki bölgedeki memelileri aniden bir araya getirdi. Yırtıcı hayvanlar ve artan rekabet batılı türlerin yerini Asyalı memelilerin almasına yol açtı. Bu gerçek Avrupa'da bulunan Asya kökenli toynaklı ve gergedan benzeri memelilerin fosilleri ile öğrenilir. Bu döneme Grande Coupure ("büyük kesik") adı veriliyor ve batılı memelilerin Asyalı rakipleri tarafından yok edilişini anlatıyor.

Bu büyük memeli göçüne ilişkin bazı sorular vardır. Balkanlar'da onlarca yıl önce keşfedilen Asya memelisi fosilleri, bazı Asya faunasının Grande Coupure'dan 10 milyon yıl kadar önce Güneydoğu Avrupa'ya ayak bastığını gösterir. O zamandan beri yanıtsız kalan soru şu oldu: Asya memelileri Avrupa kıtasına nasıl ulaştı?

Asya'dan Avrupa'ya Nasıl Ulaştılar?

Brontotheres, Eosen sonunda soyu tükenen büyük gergedanlara benzeyen hayvanlar.
Brontotheres, Eosen sonunda soyu tükenen büyük gergedanlara benzeyen hayvanlar. (Görsel: Alexis Licht & Grégoire Métais)

Uzun zamandır Doğu Asya ve Batı Avrupa arasındaki bazı parçalanmış adaların bu memelilerin deniz düzeyinin düşük olduğu dönemlerde yeni adalara yürüyerek veya ortaya çıkan karaları kullanarak Avrupa'ya ulaşıp ulaşmadığı merak ediliyordu. Bu teorideki kara bütünü şimdi bulundu ve Balkanadolu adını taşıyor. Bu teori Grande Coupure'dan önce Avrupa'da ortaya çıkan Asyalı fosilleri açıklıyor olsa da, parçalanmış adaların birbirine bağlı olup olmadığı belirsizdi. Balkanadolu faunası benzersiz, endemik memelilerden oluştuğu için, bölgenin fiziksel olarak dünyanın kalanından ayrık olması olasıdır. Bu Balkanadolu memelileri Afrika'dan gelen devasa su aygırı benzeri memeliler olan embrithopod ("ağır ayaklı") grubuydu.

Asya memelilerinin Balkanadolu'yu boydan boya geçmesi fikri mantıklıdır. Ancak Avrupa'ya başka bir yol bulmuş olmaları imkansız değil. Çünkü beklenenin aksine Balkanadolu'daki fosil sayısı Grande Coupure'a yaklaşan dönemlerde artış göstermez. Bu tartışmayı çözmek için Anadolu ve güneydoğu Avrupa'da yapılan son çalışmalar ile büyük bir kıtaya bağlanan parçalanmış adalara dair kanıtları ortaya çıkardı.

Grande Coupure'dan en az 1,5 milyon yıl önceye (38 ila 35 milyon yıl önce) tarihlenen Asya'nın tek parmaklı toynaklılarının ve kemirgenlerinin fosilleşmiş kalıntılarını içeren yeni bir yerin Türkiye'de keşfedilmesi tartışmayı sonlandırdı. Tüm bu bulgular Asya memelilerinin Balkanadolu'ya dağılması olayını gösterecek eksik biyolojik bilgileri tamamlıyor.

Balkanadolu Anadolu'yu Oluşturdu

Türkiye'de kazılan alan, Kırşehir, Büyükteflek köyü.
Türkiye'de kazılan alan, Kırşehir, Büyükteflek köyü. (Görsel: Alexis Licht & Grégoire Métais)

Fosil kayıtları bu Asyalı hayvanların Batı Avrupa'daki endemik Balkanadolu memelilerinin yerini hızla aldığını gösteriyor. Bu da Batı Avrupa'daki Grande Coupure yok olma olayını yansıtıyor. Asya türlerinin yırtıcılık ve rekabet yoluyla Balkanadolu memelilerinin soyunun tükenmesine neden olduğu hipotezi, ada canlılarının istilacılara savunmasız olması gerçeğiyle örtüşür.

Bununla birlikte bu istilayla ilgili iklimsel ve jeolojik değişiklikler pek bilinmiyor. Balkanadolu'nun parçalı adalarının ne zaman birbirine bağlandığı kesin değil. Ancak eldeki veriler Balkanadolu adalarını ayıran sığ deniz yollarının çoğunun 47 ila 41 milyon yıl önce çekildiği ve Madagaskar'ın kabaca 1,6 katı büyüklüğünde bir alanı ortaya çıkardığını gösteriyor. Bu bölge daha birçok batma ve çıkma olayı yaşadı ve sonunda Asya'yı Batı Avrupa'ya bağlayan güney köprüsü oluştu.

Kara kütleleri birbirine bağlandıktan sonra, memeliler aniden üç alan arasında göç etmeye ve yaşam alanlarını genişletmeye başladılar.

Balkanadolu'nun Konumu

Bugün Balkanadolu'nun büyük bölümü yeniden denizin altında, özellikle de Doğu Akdeniz sularının altında yatıyor. Balkanadolu'nun keşfi memeli evrimine dair boşlukları doldurmayı sağlasa da bir zamanlar yemyeşil olan bağımsız bir kayıp kıtayı bulmak yeni soruları beraberinde getirdi.

Kuşkusuz Balkanadolu yalnızca zengin bir endemik faunanın keşfedilmesi açısından değil, aynı zamanda zengin bir ada biyotasının doğuşunun ve yok oluşunun tarihini belgeleme açısından ortaya çıkarılmayı bekleyen birçok gizeme sahip. İnsanların bu kayıp kıta hakkında daha fazla bilgi edinmesi için kazmaya devam etmesi gerekecek.