Katil Arı: Bilimsel Deney Ürünü Olan Ölümcül Arılar

Katil arılar görülmemiş düzeyde inatçıdır. İnsanlar sokmalardan kaçmak için su altına girseler bile katil arılar beklemeyi seçiyor.

Katil arılar Avrupa arılarından çok daha düşmanca olan insan yapımı melez bir türdür. Bu azılı küçük tozlayıcılar bal arısına alternatif olması için geliştirildi. Davranışları onlara katil arılar takma adını kazandırsa da koloni sayısıyla orantılı bakıldığında nispeten az sayıda ölüme neden olurlar.

Yalnızca Amerika kıtasında bilinen katil bal arıları sıcak iklime daha uygun bal arıları yaratmak amacıyla Brezilya'da bilim insanlar tarafından yetiştirilen bir alt türdür. İnsan yapımı bu arılar aileleri için yaşıyor ve yuvalarını şiddetle savunuyorlar. Diğer doğa ürünü arıların aksine bir tehdide yanıt verirken her şeylerini ortaya koyarlar.

Genetiği Değiştirilmiş Katil Arılar

Katil arılar Afrika arıları gibi daha agresifler.
Katil arılar Afrika arıları gibi daha agresifler.

1956'da Brezilyalı genetikçi Dr Warwick E. Kerr batı bal arısının alt türlerini çiftleştirmeye başladı. Brezilya'daki bal üretimini iyileştirmek için Avrupa bal arısı ve Afrika bal arısı (A. m. scutellata) türlerini seçti.

Avrupa arısının daha yüksek bal verimini Afrika bal arısının sıcak iklime adaptasyon özelliğiyle birleştirerek her iki türün özelliklerini taşıyan yeni bir alt tür yarattı. Yani katil arıların babası oldu.

Ancak yeni melez arılar Afrikalı arıların daha az arzu edilen bir özelliğini almıştı: Saldırganlık.

Afrika bal arıları doğal ortamlarında kovanlarını yok etmek isteyen çok daha fazla yırtıcı olduğundan Avrupa arılarından çok daha agresiftir. Afrika arısının koordineli savunma manevraları, kovan saldırılarını daha iyi savuşturmasını sağlar.

İşler ters gitmeseydi katil arının saldırgan doğasının arılar ticari kullanıma sunulmadan önce çıkarılması planlıyordu.

Serbest Kalan Katil Arılar

1957'de yaklaşık 20 koloni katil arı Brezilya'da esaretten kaçtı. Arılar bölgede yeni koloniler kurdu ve diğer kovanları işgal ettiler.

Dayanıklı ve uyum gösterebilir bir tür olan bu arıların yeni yuva kurarken seçici olmadığı ortaya çıktı. Katil arılar hem doğal yuva alanlarına hem de insan yapımı yapılara yerleştiler.

Katil arılar daha sonra Brezilya'dan kuzeye, Güney ve Orta Amerika üzerinden Amerika Birleşik Devletleri'ne doğru yol aldı. 1990'da Teksas'a ve 1994'te Kaliforniya'ya ulaştılar.

Katil arılar diğer arıların aksine geniş sayıda saldırıya geçerler.
Katil arılar diğer arıların aksine geniş sayıda saldırıya geçer.

Ilıman iklime uyum sağlaması için yetiştirildiğinden katil arı istilaları kuzeydeki daha soğuk bölgelere ulaşmaz. Ancak ılıman kışlarda kuzeye doğru genişledikleri bilinir.

Katil Arılar Yüz Binler Halinde Dolaşıyorlar

Adlarına rağmen tek bir katil arı aslında tek başına bir bal arısından ölümcül değildir. Hatta diğer bal arılarından küçükler ve daha kısa kanatları ve daha az zehirleri var.

Ancak en büyük fark yuva savunmasında gizli. Sıradan bir Avrupa bal arısı kolonisi tehdit edildiğinde arıların yaklaşık %10'u yuvadan çıkarken katil arılar yuvayı tamamen boşaltıyor.

Katin arının 300.000 ila 800.000 arasında sürü halinde dolaştığına dair raporlar vardır. Her sokmada koloniden daha fazla arının saldırıya katılması için sinyal veren bir feromon üretirler.

Yaklaşık 1000 katil arı sokmasının yetişkin bir insanı öldüreceği tahmin ediliyor. Katil arılar bu rakamı aşan sayılarda saldırdığından takma adları şaşırtıcı değil.

Bu arılar görülmemiş düzeyde inatçıdır. İnsanlar sokmalardan kaçmak için su altına girseler bile arılar beklemeyi seçiyor. Hedef nefes almak için dışarı çıktığında katil arılar saldırmaya devam ediyor.

Ancak diğer arılar gibi öylesine saldırmazlar. Yalnızca koloninin risk altında olduğunu düşünürlerse savunmaya geçerler. Ancak aynı zamanda titreşimlere karşı oldukça hassaslar. İnsanları, çiftlik hayvanlarını ve diğer hayvanları kovana düşman sanıp saldırabilirler.

Azalan Arılara Alternatif

Arı pupasının üzerindeki Varroa akarı.
Arı pupasının üzerindeki Varroa akarı.

Dünyanın birçok bölgesinde arı sayıları düşüştedir. Düşüş zararlılar, pestisitler, hastalık, iklim değişikliği ve habitat tahribatı gibi faktörlere dayanıyor.

Bu düşüş işçi arıların çoğunluğunun kalıcı olarak evlerini terk etmesine neden olur. Araştırmalar, pestisitlerin (böcek ilacı) arının yolunu kaybetmesine neden olabileceğini göstermiştir. Arının vücudundan beslenen Varroa akarı istilası da etkenlerden biri.

Katil arılar bu etkenlere karşı daha dirençli bir türdür. Örneğin, Varroa akarlarından daha az etkilenmeleri gibi. Katil arıların bu yüzden bal arısı azalması sorununu çözebileceği düşünülüyor.

İşler ters gitmeseydi katil arının saldırgan doğasının arılar ticari kullanıma sunulmadan önce çıkarılması planlıyordu. Ancak bu çözümü doğa buldu.

Doğa Katil Arılara Çözüm Buldu

Ne var ki doğada artık daha sakin katil arılar ortaya çıkmaya başlamıştır. Dolayısıyla bilim insanlarının yarım bıraktığı üreme programını doğa ele almış görünüyor.

Bugün Porto Riko'daki katil arılar Kuzey Amerika'dakilerden daha az agresiftir. Arılar adayı ilk olarak 1994'te istila etti ancak zamanla daha uysal hale gelmeleriyle son yıllarda hiç ölüm bildirilmedi.

Ancak farklı nedenleri olabilir. Örneğin, Porto Riko'da doğal yırtıcı hayvanların olmaması arıları daha az saldırgan yapmış olabilir. Dolayısıyla saldırganlık özelliği sonraki soylar arasında ortadan kalkmış olabilir.