Çölleşme Nedir? Nasıl ve Neden Başlıyor, Etkileri ve Çözümleri

Çölleşmenin neden olduğu en yaygın değişiklik doğal bitki örtüsünün yerini odunsu bitkiler ve istilacı çalı türlerinin almasıdır.

Çölleşme nedir Nasıl ve neden yaşanıyor, etkileri ve çözümleri

Yükselen sıcaklıklar ve hatalı afet yönetimi, dünya genelinde çölleşme oranının artmasına neden oluyor. Kuraklık ve tarımsal verimlilikte düşüş gibi çölleşmenin göz ardı edilemez etkileri var. Dünya'nın birçok bölgesinde yaşanan bu yüksek arazi bozulma oranını engellemek için etkili risk yönetimi şart. Peki çölleşme nedir, başlıca nedenleri ve çözümleri neler? Çölleşme dünyada her yıl 12 milyon hektar alanın verimliliğini azaltmakta, 1,5 milyar insanı etkilemekte ve tarımdan elde edilen kazançta 42 milyar dolar kayba neden olmaktadır.

Çölleşme Nedir?

Çölleşme nedir? Nasıl ve neden yaşanıyor, etkileri ve çözümleri

Çölleşmenin birkaç farklı tanımı var ve çoğunlukla yarı kurak, yarı nemli toprakları temel alır; en basit ifadeyle, düşük veya değişken yağış alan alanlar olarak tanımlanabilir. Buna ek olarak, artan nüfus ve yaygın ormansızlaşmadan gelen insan kaynaklı arazi bozulması da çölleşme oluşturuyor.

Arazi bozulması sistematik bir küresel sorun. Dünya'daki bozulmuş alanlara ilişkin tahminler 15 ila 60 milyon kilometrekare arasındadır. Halihazırda tahminen 2 milyar insan bozulmaya açık kurak arazilerde yaşıyor ve bilim insanları yükselen sıcaklıklar, büyük ölçekli ormansızlaşma ve ekosistemin zarar görmesi sonucunda çölleşmenin etkisiyle dünyanın birçok yerinde 2030 yılına dek yaklaşık 50 milyon insanın yerinden olacağını öngörüyor. Yalnızca Asya'da 2 milyardan fazla ve Afrika'da en az 1 milyar insan çölleşmiş kurak arazilerde yaşayacak.

Çölleşmenin Nedenleri Nedir?

Arazi bozulması dünyada birkaç on yıldır sürüyor. Küresel ısınmanın neden olduğu sıklaşan aşırı hava olayları kuraklık getirerek arazi bozulmasını artırıyor. Sonuç olarak topraktaki besin maddeleri tükeniyor ve arazide yeniden bitki yetişmiyor.

Şu anda kurak alanlar Akdeniz bölgesi ile ABD'nin güneybatısından Asya ve Orta Doğu'ya kadar dünyanın yaklaşık %40'ını kaplıyor. Kuraklık, arazi bozulması ile birleştiğinde çölleşmeye yol açar. Bu çölleşmeye kentleşme, çiftçilik, madencilik, arazi temizlenmesi ve emisyon üretimi gibi faaliyetler de neden olur. İnsan müdahalesi sıcaklıkların artmasına ve yağışların azalmasına katkıda bulunarak çölleşme sorununu kötüleştiriyor.

Arazinin bozulması toprak verimliliğinin azalmasını sağlayarak afet tehlikesi, gıda güvensizliği, biyoçeşitlilik ve ekosistem kaybı gibi sorunlar doğuruyor.

Çölleşme En Çok Nerede Görülüyor?

Çölleşme Kırılganlığı haritası, küresel toprak ve toprak iklimi haritasına dayanıyor.
Çölleşme Kırılganlığı haritası, küresel toprak ve toprak iklimi haritasına dayanıyor. (Kaynak: WC)

Orta Asya'nın en az %60'ı çölleşmeye karşı savunmasız durumda. Çin, Özbekistan, Kırgızistan ve diğer birçok ülkede yükselen sıcaklıklar endişe yaratıyor. Bilim insanları 1980'lerden bu yana Orta Asya'nın büyük kısmının artık çöl iklimine girdiği sonucuna vardı. Çölleşme sorunu şimdi kuzey Özbekistan ve Kırgızistan, güney Kazakistan ve kuzeybatı Çin'deki Junggar Havzası'na doğru yayılmış durumda. ABD Tarım Bakanlığı'na göre Türkiye'de özellikle Ege, İç Anadolu ve Akdeniz bölgesi yüksek çölleşme riski altında.

Orta Asya'daki dağlar daha sıcak ve daha nemli hale geldi ve bu da buzulların erimesine neden oldu. Bunun bir örneği Çin'in kuzeybatısındaki Tian Shan bölgesidir. Sıcaklıktaki artış ve kar yerine yağmur yağması dağ tepelerindeki buzların erimesine katkıda bulundu. Bu nedenle Orta Asya'daki buzullardan daha az su akıyor ve bu da insanları ve tarım sektörünü etkileyen su kıtlığına neden oluyor.

Çölleşme Afrika'da da büyük bir sorun. Örneğin, kötü hasat ve çorak arazi artışı Tanzanya'nın Engaruka kentini rahatsız etmeye devam ediyor. Moritanya'da yağışların azalması tarımsal üretimi kötüleştirdi ve birçok çiftçinin yiyecek ya da satacak kadar gıda yetiştirmekte zorlanmasına neden oluyor.

Çölleşmenin Başlıca Etkileri

Çölleşme nedir Nasıl ve neden yaşanıyor, etkileri ve çözümleri

Çölleşme, sıcaklıkların artması ve yağışların azalması ile ilgilidir; bu durum alandaki bitkilerin yerini daha sıcak ve kurak koşullara adapte olmuş çöl türlerinin almasını sağlar. Çölleşmenin neden olduğu en yaygın değişiklik doğal bitki örtüsünün yerini odunsu bitkiler ve istilacı çalı türlerinin almasıdır (örneğin Güneybatı Amerika'da manda otu ile soğan otu, Sahra Çölü'ndeki Tamarisk bitkisi gibi).

Çölleşmenin bozkır ya da otlaklarda yaşayan hayvanlar üzerinde sonuçları var. Bazı bölgelerdeki uzun süreli kuraklık dönemleri toprağın üretkenliğini azaltarak onu "ölü toprak" haline getirebilir.

Çölleşme aynı zamanda biyolojik çeşitlilik kaybına ve akiferlerin yok olmasına neden olur. Karaların yaklaşık %45'inin çölleşmeye maruz kaldığı Afrika'da birçok insan daha büyük risklerle karşı karşıya. Moritanya'daki çölleşme gıda güvensizliğine, barınma sorunlarına ve nüfus sağlığında düşüşlere neden oldu. Köylüler, su kaynakları ve gelir eksikliğinin yanı sıra evlerinin kum altında kalması nedeniyle göç etmeye çalışıyor.

Çölleşme aynı zamanda toz fırtınası sıklığında artışa yol açmıştır. Partikül maddeler, patojenler ve alerjenler insan sağlığı için zararlılar. Toz fırtınasının olumsuz sağlık etkileri en çok Sahra Çölü, Orta ve Doğu Asya, Orta Doğu ve Avustralya'da görülüyor. Sahra, Orta Doğu, Güney ve Doğu Asya gibi yerlerde toz fırtınaları tüm kardiyopulmoner ölümlerin %15-50'sine neden olur.

Çölleşmenin Çözümü Var mı?

Nijer'de çölleşmeye karşı toprak verimliliğini yükseltmek için araziler rehabilite edildi ve bu da ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayalı olan ülkeyi olumlu etkiledi. Ülkedeki küçük toprak sahibi çiftçiler, çiftçi yönetimli doğal yenilenme (FMNR) tekniğini izleyerek inisiyatifi kendi ellerine aldılar.

Bu teknik, kökleri halihazırda arazilerinin altında bulunan değerli ağaçların yenilenmesini ve çoğaltılmasını ele alıyor ve ağaç büyümesini önemli ölçüde artırarak çölleşmeyi önlüyor. Kesilen ağaç kütükleri, filizlenen kök sistemleri ve tohumlar yeniden yetiştiriliyor; bu da toprak verimliliğini artırıyor, tarımsal geliri iyileştiriyor ve araziler eskisinden daha yeşil oluyor.

Kenya ve Tanzanya'daki köylüler, yağmur yağdığında suyu depolayan ve böylece bitki ve ağaçlara nem sağlayan yarım daire şeklinde hendekler açarak kuraklık ve çölleşmeyle mücadele ediyorlar.

Dünya Bankası tarafından finanse edilen bazı projeler, Çin'in kuzeybatısındaki kum tepelerinin ekolojik restorasyonunu ve onarımını başlattı. Çölleşmenin en önemli sorunlarından biri kumların yer değiştirerek altyapıyı, köyleri ve sulanan tarım arazilerini tehdit etmesidir.

İnsanlar bölgedeki kumları stabilize etmek için saman dama tahtası tekniğini kullanıyorlar. Bu teknikte buğday, pirinç ve sazlık gibi bitkilerden oluşan samanlar, yarısı gömülü diğer yarısı açıkta kalacak şekilde dama tahtası biçiminde ekilir. Çölleşmeyle mücadele çabaları kum tutucu çalı türleri ve seraların yetiştirilmesinde istihdam yaratarak ve gelirleri artırarak çölleşen bu bölgelerde yaşayan toplumlara yarar sağlıyor.

Çölleşmeyi önlemek için ağaç dikme yoluyla arazi bozulmasını engelleyen ülkeler var. "Çin'in Yeşil Çin Seddi" projesi ormansızlaşmayla mücadele için 4.500 km'lik bir çizgiye 88 milyon dönüm orman dikmeyi ele alıyor. Proje 2007'den beri istikrarlı şekilde ilerleyen Afrika'nın "Büyük Yeşil Duvarı" projesine benzer.

Birleşmiş Milletler her yıl Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü'nü, çölleşme ve kuraklığa dair kamu bilincini arttırmak için kullanır. Mayıs 2022'de Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi'nin (UNCCD) 15. Taraflar Konferansı'nda (COP15) arazilerin çölleşmeye karşı korunması ve restorasyonunda yeni kararlar alındı. Çölleşmeyi engellemek için kabul edilen genel kararların yanı sıra kadınların arazi yönetimine dahil edilmesi, çölleşme ve kuraklığın etkileri hakkında cinsiyete göre veri toplanması ve gençler için arazi temelli işlerin ve girişimciliğin teşvik edilmesi de var.

Bu etkinliğin bir diğer önemli sonucu ormansızlaşma ve iklim değişikliği sorunlarıyla mücadelede tedarik zincirini güçlendirmek için 2,5 milyar ABD doları tutarındaki Abidjan Miras Programı'nın başlatılmasıdır.