Transatlantik Telgraf Kablosu: 1858'de okyanusa kablo döşemek

Transatlantik Telgraf Kablosu 1858'de okyanusa kablo döşemek

Günümüzde yüksek hızlı iletişim neredeyse su kadar yaygın. Ancak tüm bu iletişimin nasıl çalıştığını hiç düşündünüz mü? Arkasında, su altı fiberoptik kablolardan oluşan gerçek bir "ağ" var. Bu yüksek teknolojili iletişimi bir geminin, iki yüzyıl önce kıtalar arasına döşediği bir kabloya borçluyuz. Peki bu noktaya nasıl geldik? Her şey ilk Transatlantik Telgraf Kablosu ile başladı. Birden güvercinle posta göndermekten, okyanusu aşan su altı kablo ağları ile yüzlerce katı hızda mesaj göndermeye başladık. 1858'de Kanada ile Britanya arasındaki okyanusa döşenen Transatlantik Telgraf Kablosu ile "internetin" ilk adımı atıldı.

Bir mesajı kabloya sığdırmak

Transatlantik Telgraf Kablosu 1858'de okyanusa kablo döşemek
Transatlantik telgraf kablosunun döşenmesi. Heritage Art/Heritage Images/

İletişim imparatorlukların büyüklüğünü belirledi. Yaya bir habercinin bir mesajı iletmesi iki gün sürerse, yanıtla beraber dört günlük bir zaman demektir. Bu yavaşlık bir liderin toprak üzerinde sahip olacağı kontrolü azaltır.

Atlar bunu hızlandırdı. Örneğin, Türk-Moğol İmparatorluğu'nda Ögeday Han'ın genişlettiği Yam posta sistemi ile mektuplar günde 200-300 km taşındı. Bu hız Moğolların dünyanın ilk imparatorluğu Akad İmparatorluğu'ndan da büyük olmasını mümkün kıldı. Avrupa böyle bir hızla hiç tanışmadı.

Sonra 1830'lar geldi. Samuel Morse, tel kablolarla mesaj göndermekle ilgileniyordu Önceki mucitlerin fikirlerini temel aldı ve tire ve noktalardan oluşan Morse dilini tasarladı. 1837'de "elektromanyetik telgraf" adlı bir patent aldı.

Morse 1843'te hükümetin desteğiyle Washington DC ile Baltimore arasına tel kablo yerleştirdi. "Tanrı ne yaptı" mesajı 56 km'lik kablonun içinden anında iletildi ve yeni bir iletişim biçimi doğdu. Parlak girişimciler şöyle düşündü: Eğer kablolar şehirleri birbirine bağlayabiliyorsa ülkeleri ve kıtaları da bağlayabilir.

19. yüzyılda okyanusa kablo sermek

Transatlantik telgraf kablosunun planlanan rotasını gösteren Atlantik Okyanusu Haritası, 1856-57.
Transatlantik telgraf kablosunun planlanan rotasını gösteren Atlantik Okyanusu Haritası, 1856-57.

1850'lerde Atlantik Okyanusu'nun hem Avrupa hem Amerika tarafında uzanan çeşitli telgraf kablo ağları vardı. Sonra İngiliz Kanalı üzerinden İngiltere ile Fransa'yı birbirine bağlayan bir kablo döşenmişti ki hedefleri büyüttü. Şimdi Amerika ile Avrupa arasına Atlantik Okyanusu'nu aşan binlerce kilometre uzunlukta bir telgraf kablosu döşenecekti.

Amerikalı bir girişimci olan Cyrus West Field kağıt işinden 250.000 $ gibi büyük bir zenginlikle 33'ünde emekli olmuş şanslı biriydi. Servetini yeni bir girişime yatırma arayışındaydı: Dünyadaki telgraf aletlerini uzun bir kabloyla birbirine bağlamak, 3.700 km kadar uzun.

Atlantik üzerinden kablo döşemek maliyetli ve teknik olarak zor olacaktı. Atlantik'teki en kısa deniz yolu İrlanda'nın güneybatı kıyısı ile Kanada, Newfoundland arasındaydı ve yaklaşık 2000 deniz miliydi (3.700 km). 1856'da Field, hem işadamları hem de ABD ve İngiliz hükümetleri gibi yatırımcılarla Atlantik Telgraf Şirketi'ni kurdu. Hızlı bir girişimdi çünkü telgraf sinyalinin bir kablo içinde binlerce kilometre yol alıp alamayacağı henüz bilinmiyordu. Yalnızca bazı deneyler yapılmıştı.

Mühendis Charles Tilston Bright ve emekli doktor Edward Orange Wildman Whitehouse 3.200 km'lik bir kablo aracılığıyla telgraf sinyali göndermeyi başardıklarını duyurdular. Field ikisini de Atlantik Telgraf Şirketi'ne çağırdı.

Ancak aktarım yöntemi üzerinde karara varılamıyordu. Whitehouse, yüksek voltajlı ince bir kablonun uzun mesafelere mesaj iletmede daha etkili olacağını savunurken Bright buna katılmadı. Telgraf şirketinde proje destekçilerinden ünlü William Thomson ("Lord Kelvin") de vardı.

Atlantik telgraf kablosunun döşenmesi, 1865.
Atlantik telgraf kablosunun döşenmesi, 1865. (#)

Bilim adamı ve şirket yöneticisi olan Thomson, denizaltı kablolarından çıkan zayıf sinyalleri algılayacak ve görüntüleyecek kadar hassas olan ayna galvanometre adı verilen bir alet geliştirmişti. Uzun mesafeli telgraf hatlarından akım gönderme deneyleri yaptı ve kablo içinde direnç artışı olduğunu buldu. Nedeni kürlemenin kabloyu kalınlaştırmasıydı.

Dahası ince kablo zaten daha ucuzdu. Whitehouse'un fikri benimsendi ve istediği özelliklerde kablo sipariş edildi. Transatlantik telgraf kablosunu döşemeye hızlı bir şekilde başlayabilmek için kablonun üretimi aceleye getirildi. İki üretici kabloyu altı ay içinde teslim etti.

Kabloyu Atlantik Okyanusu'na döşemek birden fazla deneme ve iki farklı plan gerektirdi. Kötü hava koşulları ve kablo döşeme konusundaki deneyimsizlik, girişimlere zarar verdi. İlk denemede kablo İrlanda'dan ayrıldıktan bir gün içinde koptu ve başka kablo yoktu. Üreticiler kış ayı boyunca daha fazla kablo ürettiler.

Son bir girişim İngiliz ve Amerikan hükümetlerinden ödünç alınan iki gemi (Agamemnon ve USS Niagara) ile yapıldı. Plana göre gemiler Atlantik Okyanusu'nun ortasında buluştu ve kablo bağlandıktan sonra geriye doğru kıyıya giderek kendi kablolarını döşediler.

Transatlantik telgraf kablosu arızalanıyor

İlk Atlantik kablosunun Valentia Adası ucunda kullanılan Thomson'ın ayna galvanometresi (kara tipi).

Agamemnon ile Niagara aynı gün kıyalara ulaştı. Mühendisler ilk testi yaparken herkes nefesini tuttu. Neyse ki kablo beklendiği gibi çalıştı ve her iki yönde de başarıyla sinyal gönderip aldılar.

"Eski Dünya ve Yeni Dünya anlık iletişim kurabilir hale getirildi."

Saturday Review Gazetesi (7 Ağustos 1858)

1858'de Transatlantik telgraf kablosu ile okyanus üzerinden gönderilen ilk resmi mesaj Kraliçe Victoria ile Amerikan Başkanı James Buchanan arasında iletildi. Kraliçe'nin 98 sözcükten oluşan mesajı 16 saatte Amerika'ya ulaştı. O zamanın kıtalararası iletişim hızı 10 gündü. Oldukça iyi bir gelişmesiydi ancak beklenenden uzaktı. İş dünyasının hevesi kırılmıştı. Thomson'ın hassas aynalı galvanometresi bile mesajları yeterince hızlandıramadı. Şirketin baş elektrikçisi İngiliz cerrah Wildman Whitehouse, voltajı artırarak sinyali iyileştirmeye çalıştı ancak kablonun yalıtımı başarısız oldu ve iletimi durdu. Böylece transatlantik telgraf kablosu birkaç hafta içinde bozuldu. Ancak çığır açıcı bir düşünce teknik olarak kanıtlanmıştı. Hem de oldukça pahalı biçimde.

Transatlantik telgraf kablosu nasıl iyileştirildi?

Transatlantik telgraf kablosu nasıl iyileştirildi?
Great Eastern.

Cyrus West Field kablonun arızalanmasıyla neredeyse iflas etti ancak 1864'te başka bir transatlantik telgraf kablosu denemesi için daha büyük fon toplamayı başardı. Bu kez daha kalın teller kullanacaklardı. Field ve ortakları transatlantik kablosunu döşemek için mühendis Isambard Kingdom Brunel'den zamanın en büyük gemisi olan Great Eastern ("Büyük Doğulu") buharlı gemisini satın aldılar ve kablo döşeme gemisine dönüştürdüler.

Bu girişim de başarısızlıkla sonuçlandı: 4.200 km uzunlukta bir telgraf kablosu kullanarak Great Eastern'ı kablo yüklü halde Doğu İrlanda'dan batıya yola çıkardılar. Ancak yolun yarısında kablo koptu ve okyanus tabanında kayboldu.

Transatlantik kablosu bu kez başarıyla döşenir

Ancak Field yılmadan geri döndü, yeni bir şirket daha kurdu ve daha da iyi kablolar satın aldı. Bu son denemesi başarılı oldu. 13 Temmuz 1866'da Great Eastern yeniden sulara açıldı ve 27 Temmuz'da Kanada'nın Newfoundland, Heart's Content kentine ulaştı. Bu sefer kablonun yalıtımı dayandı ve transatlantik telgraf bağlantısı başarıyla kuruldu.

9 Ağustos'ta buharlı gemi, geçen yıl kablonun koptuğu ve mürettebatın şamandıra ile işaretlediği Atlantik'teki o noktaya tekrar yola çıktı. İki haftayı aşkın 30 denemeden sonra, Ağustos ayının sonunda kablonun ucunu bağlamayı ve sudan çıkarak gemiye aktarmayı başardılar.

2 Eylül Pazar günü erken saatlerde kabloyu enstrüman odasına dek taşıdılar. Elektrikçiler İrlanda'yı aramaya çalışırken sessizlik çöktü. Herkesin kalbi durma noktasına geldi. Sonunda İrlanda'dan bir yanıt sinyali geldi ve mürettebat bu inanılmaz başarıyı kutladı. Mühendisler yeni kabloyu uçtan uca bağladı ve ve Great Eastern gemisi Heart's Content'e geri döndü.

Şimdi 1866'da Atlantik Okyanusu'nu bir uçtan diğerine geçen iki telgraf kablosu vardı. Kabloların aktarım hızları dakikada yaklaşık sekiz sözcüktü. Yirmi veya daha az sözcüklü mesaj göndermenin ücreti 150 dolar, daha üstüne çıkıldığında sözcük başına 7,50 dolar ekleniyordu. 150 dolar için bugünün karşılığı 2690 dolardan fazladır.

Transatlantik telgraf kablosunun etkisi

Gazeteler bu pahalı kablolama servisinin ücretini karşılamak için konsorsiyum oluşturdular. Associated Press bunlardan biridir. Birkaç yıl içinde, uzun mesafeli denizaltı kabloları kıtaları ve adaları birbirine bağladı ve 1902'de Kanada'dan Yeni Zelanda'ya uzanan bir telgraf kablosuyla dünyayı saran bir iletişim ağı yaratıldı. Anlık küresel iletişim nihayet gerçek olmuştu.

1911'de Büyük Britanya tüm İngiliz imparatorluğunu telgraf kablosuyla birbirine bağlayan All Red Line hattını tamamladı ve tüm imparatorluk dakikalar içinde birbiriyle iletişim kurabilir hale geldi. İletişim kabloları ve sistemleri daha iyi hale geldikçe şirketler ve işletmeler kıtalar arasına yayılabilir ve uzaktaki çalışanlarıyla kolay iletişim kurabilir oldu.

Her ne kadar teknoloji hayal edilemez bir şekilde ilerlemiş olsa da, baytlarca veriyi taşıyan son denizaltı kabloları hala iki yüzyıl önceki ilk telgraf kablolarıyla aynı şekilde döşenir.

Transatlantik telgraf kablosu dostlukların, işlerin ve bilginin tellerle okyanuslara yayılmasına olanak verdi. Bugünün interneti transatlantik telgraf kablosu olmadan asla mümkün olamazdı.